Av. Timtik, işkence gören kardeşi için adalet nöbetinde

Avukat Ebru Timtik, 19 Aralık 2016'dan bu yana haksız bir şekilde tutuklu olan kardeşi ve meslektaşı Barkın Timtik’in serbest bırakılması için Çağlayan Adliyesi önünde adalet nöbeti başlattı.

ANF’ye konuşan Timtik, "Hak arayanlar üzerinden topluma genel bir gözdağı verilmeye çalışılıyor” dedi. 

Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Ebru Timtik, haksız bir şekilde tutuklanan kardeşi ve meslektaşı Barkın Timtik için Çağlayan adliyesi önünde adalet nöbeti başlattı. Yoğun kara rağmen, Salı günden beri Avukat Ayşegül Çağatay ile birlikte saat 10.00’dan 14.00'a kadar nöbet tutan Timtik, elinde tuttuğu, “Adalet nöbetindeyiz, Avukat Barkın Timtik serbest bırakılsın” yazılı pankart ile kardeşinin tabi tutulduğu hukuksuzluğu anlatıyor. 

 SÜRÜKLENEREK VE DARP EDİLEREK GÖZALTINA ALINDI 

Timtik, kardeşi Barkın Timtik’in müvekkili Oğuz Meşe için İstanbul Kuruçeşme Cemevi’nde düzenlenen yemeğe katıldığı gerekçesiyle 15 Aralık 2016 tarihinde işkence edilerek gözaltına alındığını belirtti. Gözaltı öncesi kardeşinin sürekli polisler tarafından takip edilip tehdit edildiğini aktaran Timtik, yaşanan süreci şöyle anlattı: 

“Yemek öncesi polislerin arayarak 'size bu yemeği yaptırmayacağız’ diye tehditler savurmaları üzerine yaşanacak olası tatsız bir olaya karşı Meşe Ailesi avukat olan kardeşimi de yemeğe çağırdı. O gün henüz daha yemekler hazırlanma aşamasındayken cemevi birden polisler tarafından basılıyor. O esnada bahçede bir müvekkiliyle sohbet eden Barkın bunu görünce polislere avukat olduğunu belirterek ne olduğunu anlamaya çalıştı. Polislere ‘Amiriniz kim’ diye sormasıyla darp edilmesi bir oluyor. Eliyle yüzünü avuçlayan bir polis, diğer polislere, ‘Bunu da alın’ diyor. Cemevi bahçesinden kardeşimi zorla sürükleyerek ve darp ederek araca bindiriyorlar." 

TOP SAHASINDA TARADILAR

Polisin o gün çoluk çocuk demeden cemevinin camlarını kırıp içeriyi gaza boğduğunu anlatan Timtik, darp ederek gözaltına alınan kişilerin Kıraç Karakolunun hemen yanında bulunan top sahasına götürüldüğünü, orada biber tozlu plastik mermilerle tarandığını ve üzerlerine polis köpeğini salmakla tehdit edildiklerini aktardı. Gözaltının bütün aşamalarında darp edilen kardeşi ve beraberindekilerin 19 Aralık günü getirildikleri Çağlayan Adliyesi’ne de eziyete maruz bırakıldığına işaret eden Timtik, Barkın Timtik’in dosyasını inceleme taleplerinin İstanbul Cumhuriyet Savcısı tarafından önce gizlilik kararı öne sürülerek reddedildiğini, sonra alay edercesine ‘Dosya bizde değil ve zaten içinde bir şey yok’ itirafında bulunulduğunu kaydetti. Polislerin   gözaltındakilerle birlikte dosyayı adliyeye getirene kadar savcının hiçbir şeyden haberi olmadığına dikkati çeken Timtik, “Niye gizlilik kararı verdiklerini bilmeyen, ellerinde hangi delil olup olmadığını bilmeyen savcılarla karşı karşıyayız” şeklinde konuştu. 

‘NEDEN BENİ TEŞHİS ETTİN’ DAYAĞI 

Timtik, adliyede kardeşinin kendisine işkence yapan polislerden birini teşhis etmek istediyse de savcının buna izin vermediğini söyledi. Savcının söz konusu polisi gösterdiklerinde adeta kaçtığını belirten Timtik, bu gelişme üzerine adliyenin yedi kat aşağısında bulunan nezarethaneye geri götürülen kardeşinin aynı polis tarafından, ‘Niye beni şikayet ettin’ diye tehdit edilerek darp edildiğine vurgu yaptı. Normal prosedüre göre işkence yapan polislerin soruşturma yürütemeyeceğini söyleyen Timtik, o gün 70 yaşındaki kanser hastası olan Hasan Güzel’den AKP’li şoförüne, avukattan zihinsel engelli raporu olan gence kadar 26 kişinin tümünün tutuklamaya sevk edildiğini ve “örgüt propagandası” iddiasıyla tutuklandığını belirtti. Kardeşi Barkın'ın götürüldüğü Silivri Hapishanesi’ne kadar polisler tarafından darp edildiğine işaret eden Timtik, “Yüzünün her yerinde morluklar vardı. Üzerine taranan plastik mermiler yüzünden çenesi sapsarıydı, gözü morarmıştı. Buna rağmen adli rapor dahi verilmedi. Yani bir avukata işkence yapılacak ve savcı buna ses çıkartmayacak” diye tepki gösterdi. Metris Cezaevinde gardiyanlar tarafından dövülerek öldürülen Engin Çeber örneğini veren Timtik, “Engin Çeber'i tutuklayan savcı ve hakim ne kadar suçlu ve günahkar ise, Barkın’ı tutuklayan hakim ve savcı da o kadar suçlu ve günahkar” dedi. 

Kardeşinin en son Silivri 9 Nolu Hapishanesi’nden hastaneye götürülme yalanıyla İzmir Şakran Hapishanesi’ne sürgün edildiğini belirten Av. Ebru Timtik, avukatlar, insan hakları savunucuları, yazarlar, gazeteciler ve hak arayan herkese bir gözdağı verilmeye çalışıldığını kaydetti.