GÖRÜNTÜLÜ

Brüksel’de ‘PKK davası’ resepsiyonu

Belçika’da geçen yıl görülen PKK davasına ilişkin yürütülen kampanyaya destek verenlere yönelik bir resepsiyon verildi.

Birçok derneğin ortak düzenlediği resepsiyonda, “terörizm” değil “silahlı çatışma” olduğuna hükmedilen mahkeme kararı değerlendirildi.

Resepsiyon Brüksel Kürt Enstitüsü, Rojava ile Dayanışma Komitesi, Info-Türk Vakfı ve Belçika Kürt Toplum Merkezi (NAV-BEL) tarafından organize edildi. Kent merkezindeki De Markten kültürel merkezinde verilen resepsiyona çok sayıda davetli katıldı. Bunlar arasında, PKK davasına soruşturmaya konu olanları desteklemek için yürütülen kampanyaya destek veren sivil toplum örgütü temsilcileri ve avukatlar yer aldı.

Belçika'da, 2006'da aralarında Kürt siyasetçiler Remzi Kartal, Zübeyir Aydar ve Adem Uzun’un da yer aldığı, 36 kişi hakkında soruşturma başlatılmıştı. 3 Kasım 2016’da Brüksel’deki Soruşturma Dairesi, PKK’nin terör örgütü olmadığına hükmederek dava açılmasını reddetmişti. Daire, bu sorunun “silahlı çatışma” olarak değerlendirilmesi gerektiği ve anti-terör yasalarının bu kapsamda uygulanamayacağına hükmetmişti. Ancak savcı ve müdahil olan Türkiye’nin itirazı üzerine soruşturma devam ediyor.

AYDAR: DURUŞMA 9 MAYIS’TA

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, bu davada Kürt siyasetçileri destekleyenlere teşekkür ederek, “Demokratik bir tepki ortaya koydunuz. Bir imza kampanyası yürütüldü, önemsiyoruz” dedi.  Aydar, 7 yıl önce başlayan hukuksuzluğu anlattıktan sonra, “vicdan sahibi bir hakimin, yaşananların terörizm olmadığına dair önemli bir karar verdiğini” söyledi. Aydar, “Bizler terörist değiliz, özgürlük mücadelesi yürüten insanlarız” dedi. Haklarında 60 bin sayfalık bir dosya hazırlandığını belirten Aydar, “Bu dosyada Belçika yasalarına ilişkin hiçbir ihlal yok, tamamen Türkiye ile ilgili” diye ekledi.

Aydar Türkiye ve savcının itirazı üzerine soruşturmanın devam ettiğini belirterek, “Duruşma 9 Mayıs’ta” dedi.  

Aydar Türkiye’deki mevcut atmosfere de dikkati çekerek, “Türkiye’de herkesin başına bela olmuş yeni bir diktatör görüyoruz” dedi. Aydar, salondakilere hitaben “Sizler vicdan sahibi insanlarsınız, bu zorluklara, bu zulme birlikte karşı koyalım” şeklinde sözlerini tamamladı.

KHALİFA: MÜVEKKİLLERİM DEVLET TERÖRÜNÜN MAĞDURLARI

Aydar’ın ardından konuşan Avukat Selma Ben Khalifa, dayanışma kampanyasını birlikte yürüttüklerini belirterek, şu soruları yöneltti: “Siyasi bir mücadeleyi desteklemek terörizm olabilir mi? Silahlı bir örgütü başka bir ülkede desteklemek terörizm olur mu?”

Mahkemede bu soruları sorduklarını belirten Khalifa, Belçika polisinin evini ziyaret etmediği Kürt olmadığını, evlerde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının dışında bir şey bulamadıklarını söyledi.

Khalifa, “Evet, Kürtlerin evinde bu var. Yani? Benim oğlumun evinde de Che Guevara’nın fotoğrafı var. Sokaklarda da taşınıyor. Tutuklanmalı mı? O da gerilla savaşı yürüttü” diye konuştu.

"Burada önemli olan soru, kimin bu konular hakkında karar verdiğidir" diyen Khalifa, özetle şöyle konuştu: “Bir örgütün terörist olup olmadığına kim karar veriyor? Bu tamamen siyasi bir mesele. Müvekkillerim terörist değil, devlet terörünün mağdurudurlar. Bunu onlara sürekli hatırlatmak gerekiyor. Dava henüz bitmedi, dayanışama ihtiyacımız sürüyor.”

‘DEVLET TERÖRÜNE KARŞI DEMOKRATİK KONFEDERALİZM’

Son olarak, resepsiyonun organizatörlerinden Ludo Brabander, “Bir muhalifi bastırmanın en kolay yolu, onu terörist olmakla suçlamaktır” diyerek sözlerine başladı. Türkiye ve bölgedeki durumu anlatırken karamsarlık ve iyimserliğe yol açan gelişmeler olduğunu belirten Brabander, Erdoğan’ın oluşturduğu tablonun aksine Kürdistan’daki diğer gelişmelere bakınca iyimser olduğunu kaydetti.

Brabander, Kürtlerin öncülüğünü yaptığı demokratik konfederalizm projesine işaret ederek, “Demokratik Kofederalizm devlet terörizmine karşı gerçek bir alternatif olabilir” dedi.

Konuşmaların ardından, ev yapımı Kürt yemekleri yendi ve sohbetler edildi.