Bu tasarı yasalaşırsa cezaevlerinde infazlar artacak

AKP/Saray iktidarının yasalaştırmak istediği Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı, cezaevi içindeki infazların önünü açarken, cezaevlerinde suç işleyen "güvenlik görevlileri"nin soruşturulması bile mümkün olmayacak.

AKP/Saray iktidarı, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan ettiği OHAL uygulamasını kalıcılaştırma çabasında. Bu kapsamda yasalaştırılmak istenen tasarılardan biri de Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı.

Meclis gündemine gelmesi beklenen tasarı, cezaevlerinde iç ve dış güvenlik uygulamasını tekleştirerek Adalet Bakanlığı'nda birleştiriyor. Ancak tasarı ile "güvenlik görevlileri"ne cezaevinin içinde de silah kullanma yetkisi veriliyor. Üstelik bunun herhangi bir sınırı da çizilmiyor.

Mevcut uygulamada, kapalı ceza infaz kurumlarında, iç güvenlik hizmetleri Adalet Bakanlığı, dış güvenlik hizmetleri ise İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yerine getiriliyor.  Ayrıca, hükümlü ve tutukluların sevk, nakil, duruşmada hazır bulundurulması veya hastanede muhafaza edilmesi gibi işlemler de Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılıyor.

AKP/Saray iktidarı ise dış güvenlik hizmetlerini de Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'ne vermek istiyor.

Tasarının yasalaşması durumunda "güvenlik görevlileri", tutuklu ve hükümlülere karşı "bedeni kuvvetin dışında cop, basınçlı su, göz yaşartıcı gazlar ve tozlar ile köpek ve silah" da kullanabilecek.

Tasarı, güvenlik görevlilerine herhangi bir uyarı yapılmadan da zor kullanması yetkisini veriyor.  Ayrıca yasada "kullanacağı araç ve gereç ile kullanacağı zorun derecesini kendisi takdir eder" denilerek, tutuklu ve hükümlülere karşı kullanılacak "şiddet" tamamen güvenlik görevlilerinin keyfine bırakılıyor.

Tasarının 11. maddesi, "Güvenlik görevlileri, ateşli silah bulundurabilir veya taşıyabilirler" şeklinde düzenlendi. Silah kullanma yetkisini düzenleyen maddeye göre, tutuklu ve hükümlülerin "direnmesi" durumunda da silah kullanılacak. Bu durumda “açlık grevi, kapı dövme, slogan atma” şeklindeki direniş biçimlerini kullanan tutuklu ve hükümlüler de silahlı müdahaleye maruz kalabilecek.

Görevinden dolayı suçlanan güvenlik görevlilerine de özel koruma getiriliyor.  4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'ndan muhaf tutulan cezaevi görevlilerinin, personel kimlik bilgileri gizli tutulacak.

ÖHP: BU TASARI KABUL EDİLEMEZ

Tasarıya ilişkin açıklama yapan Özgürlükçü Hukuklar Platformu İstanbul Şubesi, ceza infaz mevzuatının kanun hükmünde kararnameler ile gittikçe hukuka aykırı bir hal aldığını belirtti, "Bu anlamda yasanın ve uygulamaların değiştirilmesi elzemdir. Ancak siyasi iktidarın yapmak istediği 12 Eylül askeri darbesinde görülen faşist uygulamaları yasalaştırmaktır" dedi.

Tasarının yasalaşması durumunda cezaevlerinde yargısız infazların ve katliamların önünün açılacağını belirten ÖHP, "İşkencenin rutin bir uygulama haline gelmesi ve sorumluların soruşturmalardan bile korunması riski söz konusudur" diye belirtti.

Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı'nın kabul edilemez olduğunu belirten ÖHP, "Evrensel hukuk ilkelerine aykırı bu yasa tasarısı acilen geri çekilmelidir" dedi.