DİDF, Doğan'ın oturum hakkının iptalini protesto etti

DİDF, NAV-DEM Eş Başkanı Doğan'ın oturum hakkının iptal edilmesine tepki göstererek, bunun, Türkiye ile Almanya arasındaki siyasi-diplomatik pazarlıkların bir sonucu olduğunu kaydetti.

DİDF Yönetim Kurulu, Almanya Demokratik Kürt Toplumu (NAV-DEM) Eş Başkanı Bahattin Doğan'ın serbest dolaşım ve oturum hakkının Leipzig'deki Federal İdari Mahkeme tarafından iptal edilmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, karara gerekçe olarak Doğan'ın Almanya'da yaptığı siyasi faaliyetlerin gösterilmesinin, Kürt kurumları ve temsilcilerinin kriminalize edilmesi anlamına geldiğine dikkat çekildi.

"Mahkeme tarafından verilen kararda da belirtildiği gibi Doğan, Alman yasalarına göre kurulmuş, tüzel kişiliği olan bir derneğin yöneticisidir ve katıldığı eylemlerin tümü de izinlidir. Buna rağmen, 2009 yılından beri süresiz oturumu olduğu halde, katıldığı eylemler gerekçe gösterilerek oturum hakkının elinden alınması, yaşadığı Mannheim kentinin dışına çıkmasının yasaklanması insan hak ve özgürlüklerine aykırı bir hukuk ihlalidir" denilen açıklamada, şunlar da kaydedildi:

'ALMANYA'DAKİ KÜRTLER KRİMİNALİZE EDİLİYOR'

"Almanya'daki en büyük Kürt kurumun Eş Başkanına yönelik alınan bu karar aynı zamanda Almanya'da Kürtlerin kriminalize edilmesi yönündeki politikanın ısrarla sürdürülmek istendiğini ortaya koyuyor. Yıllardır Kürt siyasetçilere Almanya'da görülen reva, Kürtlerin kendisini demokratik düzlemde, yasal olarak ifade etmesinin ne kadar zor olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu yaklaşım özünde bugün Türkiye'de Kürt siyasetçilere yönelik izlenen politikalardan farklı değildir.

Yasal zeminde, parlamento çatısı altında siyaset yapan Kürt milletvekilleri, belediye başkanları ve değişik düzeyde siyasetçilerin demokratik yollarla siyaset yapma hakları ellerinden alınmış ve yeniden bir çatışma ve savaş ortamı yaratılmıştır.

NAV-DEM Eş Başkanı Doğan'ın oturum hakkının elinden alınması hukuksal biz zeminden öte, Türkiye ile Almanya arasındaki siyasi-diplomatik pazarlıkların ve politikaların bir sonucudur. Türk hükümetini memnun etmek adına verilen bu siyasi karar, Türkiye'de hükümetin uyguladığı antidemokratik politikalara sunulan desteğin bir devamıdır ve Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümünü kolaylaştıran değil zora sokan bir yaklaşımdır.

1993'te PKK'nin Almanya'da yasaklanmasından bu yana sürdürülen Kürt kurumları ve siyasetçilerinin kriminalize edilmesi politikasının, gelinen yerde Kürt sorunun çözümüne katkı sunmadığı açık olarak görülüyor.

Kürt sorununda demokratik bir çözüme katkı sunmak, Türkiye ve Almanya'da bir gerilim ve kutuplaşma yaratmamak için Kürt siyasetçilerinin kriminalize edilmesine son verilmesi, PKK yasağının Almanya tarafından yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz."

DİDF, 'NAV-DEM Eşbaşkanı Bahattin Doğan'ın gasp edilen en temel haklarının derhal iade edilmesini' istedi.