HDP'li Sarıyıldız İsveç Parlamentosu'nda

HDP'li Faysal Sarıyıldız, İsveç Parlamentosu'nda temaslarda bulundu. Sarıyıldız'ın görüştüğü parlamenterler de Erdoğan diktatörlüğüne karşı HDP ile dayanışmayı büyüteceklerini aktardı.

Stockholm'de gerçekleşecek olan Newroz kutlamalarına katılmak için İsveç'e gelen  HDP Milletvekili Faysal Sarıyıldız, İsveç Parlamentosu'nu ziyaret ederek siyasi partilerin temsilcileriyle görüştü.

Sarıyıldız, görüşmelerde, AKP'nin geçtiğimiz yıl Kürdistan'da; Sur, Cizre ve Şırnak gibi yerleşim biriminde gerçekleştirdiği katliamları, 16 Nisan günü yapılacak referandumun Kürt halkı ve Türkiye'nin geleceği açısından taşıdığı önemi somut verilerle aktarırken siyasi parti temsilcileri de, tek adam rejimine ve diktatörlüğe giden yolu açan yeni anayasaya karşı olduklarını ve HDP ile dayanışmayı güçlendirerek sürdüreceklerini söylediler.

İsveç Demoktratik Kürt Toplum Merkezi Eş Başkanı Hamit Biçen, Stockholm Demokratik Kürt Toplum Merkezi eş başkanları Cenan Karaer ve Kurde Kasırga da görüşmeler sırasında Sarıyıldız'a eşlik etti.

Sarıyıldız ve beraberindeki heyeti parlamento kapısında karşılayan İsveç Sol Parti Milletvekili ve Parlamento AB Komisyonu Üyesi Jens Holm,  kendisinin kardeş milletvekili olan Sarıyıldız'ı Sol Parti adına karşılamak ve ağırlamaktan memnuniyet ve onur duyduğunu söyledi.

İSVEÇ PARLAMENTOSU'NDA 8 PARTİ ERDOĞAN'I KINIYOR

Son 1,5 yıl içinde, sığınmacılar sorununun, Türkiye ve Kürdistan'da yaşanan insan hakları ihlallerinin Avrupa Birliği'nde pek çok kez gündeme geldiğini hatırlatan Holm, ”İsveç Parlamentosu'nda bulunan 8 parti Erdoğan'ın yaptığı baskıları kınıyor. HDP milletvekillerinin, gazetecilerin tutuklanmalarını, ifade ve basın özgürlüğü ve insan hakları ihlallerini 8 parti olarak pek çok kez protesto ettik. Bunun dışında  İsveç Hükümeti de kınadı. Ama Türk devleti ve Erdoğan'a karşı yaptırımlar söz konusu olduğunda Hükümet ve Avrupa Birliği sessiz kalıyor” dedi.

İsveç ve Avrupa Birliği'nin sessiz kalmasının altında yatan en büyük nedenin Türkiye'de bulunan milyonlarca sığınmacı olduğunu, Avrupa Birliği yöneticilerinin Erdoğan'ın isterse ilticacıları Avrupa'ya göndereceğini bildiklerini söyleyen Holm,  AB ile Türkiye arasında imzalanan anlaşmayı yüz kızartıcı bir anlaşma olarak nitelendirdi.

AVRUPA BİRLİĞİ ERDOĞAN'IN KUCAĞINA OTURDU

”Bu anlaşmayla Avrupa Birliği Erdoğan'ın kucağına oturdu. Bu yüzden Erdoğan'ı eleştirmiyorlar. Kağıt üzerinde İsveç'teki tüm siyasi partiler bu anlaşmaya eleştiriler yapıyor. Ama pratikte sadece Sol Parti bu anlaşmaya karşı çıkıyor ve iptal edilmesini talep ediyor” diyerek partisinin sığınmacı anlaşmasına olan yaklaşımını anlatan Holm, ”Biz Avrupa Birliği'nin Erdoğan'ın gerçekleştirdiği ihlalleri açıktan mahkum etmesini istiyoruz. Türkiye ile imzalanan sığınmacı anlaşması iptal edilmeli. Avrupa ülkeleri savaştan kaçan insanlara kucak açmalı. Avrupa sorumluluğunu üstlenmeli” şeklinde konuştu. 

Sarıyıldız, Ortadoğu ve Türkiye'de tarihi gelişmelerin yaşandığını, faşizmin yaygınlaştığı bir dönemde uluslararası dayanışmanın ve Sol Parti'nin mücadeleye verdiği desteğin oldukça önem kazandığını belirttikten sonra Şırnak, Cizre, Nusaybin ve diğer Kürt yerleşim birimlerinde Türk devletinin gerçekleştirdiği katliamları ayrıntılı bir biçimde aktardı.
Halkın % 85'nin desteğini alarak 4 milletvekili çıkardıkları Şırnak'ın yerle bir edildiğini, diğer yerleşim birimlerinin yarısının yıkıldığını  hatırlatan Sarıyıldız, ”Kürtler demokratik ve adil bir toplum sistemi kurmaya çalıştıkları için Kuzey Kürdistan'da ve Rojava'da Türk devletinin ve DAİŞ gibi çetelerin saldırılarına uğruyor” dedi.

BM RAPORU'NUN GEREĞİ YAPILMALI, SORUMLULAR YARGILANMALI

Sarıyıldız, AKP'nin Kürdistan'da gerçekleştirdiği vahşeti gizlemek için Birleşmiş Milletler (BM) heyetinin Kürdistan'da inceleme yapmasına izin vermemesine rağmen BM'nin katliamları raporlaştırıp kamuoyuna açıkladığına dikkat çektikten sonra şunları kaydetti:
”Bu raporun gereği yapılmalı ve katliamları gerçekleştirilenler yargı karşısına çıkarılmalı. 1933-34 yıllarında Almanya'da Hitler'in yaptıkları günümüzde Türkiye ve Kürdistan'da yapılıyor. Hitler, muhaliflerini ortadan kaldırmak için parlamentoyu yaktırdı. Türkiye'de 15 Temmuz askeri darbe girişiminden sonra aynı şeyleri AKP ve Erdoğan yapıyor. Erdoğan Nisan ayında ağır baskı koşullarında yapılacak referandumda her şeyi denetimi altında tutan bir diktatör olmayı ve ölene kadar yargılanmaktan kurtulmayı amaçlıyor... Demokrasiyi ortadan kaldıran ve diktatörlüğü meşrulaştıran bu anayasa tasarısına güçlü bir biçimde 'Hayır' diyeceğiz.”

'HDP İLE DAYANIŞMAYI GÜÇLENDİRECEĞİZ'

Heyet daha sonra Sosyal Demokrat İşçi Partisi Milletvekili ve Parlamento Dış İlişkiler Komisyonu Üyesi Anders Österberg ile bir toplantı gerçekleştirdi. 

Kürt dernekleri ve yaşadığı semtteki Türkiyeli aydınlarla yakın ilişkisi olduğu için Türkiye ve Kürdistan'daki gelişmeleri yakından takip etme imkanı bulduğunu belirten Österberg, Türkiye'de yaşanan hak ihlallerini iki kez parlamentonun gündemine getirdiğini ve son olarak da meslektaşı Lawen Redar ile birlikte İsveç medyasına iki makale yazdığını söyledi. 

Kardeş partileri HDP ile dayanışmayı güçlendirmek ve tutuklu milletvekilleri ve belediye eş başkanlarının duruşmalarında bulunabilmek için hazırlık yaptıklarını söyledi. Sarıyıldız'a Türkiye ve Kürdistan'daki gelişmeleri ele alan ortak bir makale yazmayı önerdi.

ÖSTERBERG: DARBE GİRİŞİMİ BİR TİYATRO MU?

Hükümet yetkililerinin de HDP yöneticileriyle görüşmek ve Türkiye ve Kürdistan'daki gelişmeleri ilk elden öğrenmek istediklerini ve bunun gerçekleşmesi için kendisinin aracılık yapabileceğini söyleyen Österberg, Sarıyıldız'a 15 Temmuz askeri darbe girişiminin Erdoğan tarafından sahnelenen bir tiyatro olup olmadığı sorusunu yöneltti.
AKP ve Gülen Hareketi arasındaki ilişkileri kapsamlı bir biçimde anlatan Sarıyıldız, Erdoğan'ın darbe hazırlığını önceden bildiğini ancak muhalefeti ortadan kaldırmak için bir fırsat olarak gördüğünü ve darbe girişiminden hemen sonra ”Bu bize Allah^ın bir lutfudur” demekten çekinmediğine dikkat çekti.

'ERDOĞAN AVRUPA'YLA BİLİNÇLİ BİR KRİZ YARATTI'

Österberg, Erdoğan'ın yapılacak referandumda milliyetçi oyları alabilmek için Avrupa ülkeleriyle bilinçli olarak kriz yarattığını düşündüklerini söyledikten sonra Sarıyıldız'a bu sorunu nasıl değerlendirdikleri sorusunu yöneltti.

Sarıyıldız, HDP olarak herkesin düşüncelerini özgürce ifade etmelerinden yana olduğunu ancak Erdoğan ve AKP'nin Türkiye'de diktatörlük kutrmak için yeni anayasa önerisine 'Hayır' diyenlere karşı her türlü baskıyı uyguladığını ve 'Hayır' diyenleri 'terörist' olmakla suçladığını söyledikten sonra şunları kaydetti:

'AVRUPA FAŞİZME AÇIKTAN TUTUM ALMALI'

”Kimsenin düşüncelerini söylemesine karşı değiliz. Ama diktatörlük ve faşizmin getirilmesi için yapılan propagandalara karşıyız. Erdoğan yeni anayasayla Türkiye'ye faşizmi ve diktatörlüğü getirmek istiyor. Avrupa ülkeleri bunu engellemek için AKP'nin Avrupa'da yapacağı toplantıları salon vb. bahaneler göstererek iptal etmekten vazgeçmeli. Erdoğan'ın yeni anayasanın diktatörlük ve faşizmi getireceği için propaganda yapılmasına izin vermeyeceğini açıkca söylemelidir.”