Karayılan: Tüm Kürt halkı, ‘HAYIR’ demeli

Karayılan: Kürt halkı tutumunu belirledi ve daha da belirlemelidir. Tüm Kürt halkı, bugüne kadar oyunu AKP'ye ya da başka bir partiye veren her Kürt ya da demokratın ‘Hayır’ demesi gerektiğine inanıyorum.

Radyoya Dengê Kurdistanê’nin sorularını yanıtlayan Halk Savunma Merkez Karargah Komutanı Murat Karayılan “Türkiye'de şu an birçok alanda kaos yaşanıyor. Ekonomik, sistemsel, yönetim, diplomatik, komşularla, herkes ile kriz yaşıyor. Bu doğrudur. Fakat bu en çok Suriye ve Rojava siyasetlerinde kendisini gösterdi. Orada şu an tamamen kaybetti. Kimse onları dinlemedi. Türkiye’yi o kadar pazarlamalarına rağmen, adeta kendilerini satmaya çalışmalarına rağmen kimse onları satın almadı” dedi.

Halk Savunma Merkez Karargah (HSM) Komutanı Murat Karayılan, Radyoya Dengê Kurdistanê’nin sorularını yanıtladı.

Tüm baskı ve engellemelere rağmen Newroz Kürdistan’da coşku ile kutlandı. Bu yıl ki Newroz’a katılımı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kürt halkının Newroz’u nasıl karşıladığını, kutladığını takip ettik, izledik. Newroz’u bu düzeye getiren, bu uğurda emek veren Önder Apo ve şehitlerimizdir. Çünkü Newroz eskiden böyle kutlanmıyordu. Doğrudur, Kürdistan tarihinde Newroz’un yeri önemli ve değerlidir, fakat bu düzeyde bu moral ve enerji ile karşılanmıyordu. Önder Apo bunu geliştirdi. İlk başlarda, Önder Apo bundan 44 yıl önce grup çalışmasına başlama kararı aldıktan sonra, ilk grubu Newroz günü Ankara Çubuk barajında topladı ve grubu orada açıkladı.

Böylece devrimci mücadeleye başladı. O günden bu yana Önder Apo önemli hamleleri, önemli ilanları Newroz gününde örgütlemiştir. Yani Newroz bizler için her zaman yenini başlangıcı, yeni gün olmuştur. Mazlum Doğan yoldaş büyük eylemi ile zaten bunu yürürlüğe koydu. Kısaca, Newroz’u bu düzeye getiren ve en çok çaba sarf eden Önder Apo’dur. Bir kez daha Önder Apo’nun Newroz bayramını kutluyor, bağlığımı ve selamlarımı iletiyorum. Tüm özgürlük tutsaklarının Newrozu’nu kutluyorum. Bu da tarihtir. Özgürlük tutsakları, Mazlum Doğanlardan bugüne kadar süren direnişleri bir tarihtir. Duyuyoruz şimdi de Şakran'da farklı cezaevlerinde yoldaşlar grevde.

Bayramlarını ve tüm özgürlük tutsakların bayramını yürekten kutluyoruz. Halkımızın, bugüne inanan tüm halkların bayramını kutluyoruz. Kürdistan özgürlük gerillasının bayramını bir kez daha kutluyoruz, yeni yılda kendilerine başarılar diliyoruz. Dediğimiz gibi, bugün şehitlerimizin direnişi ile gerçekleşti. Mazlum Doğan yoldaş, Rahşan Demirel, Ronahi, Bêrîvan, Zekiye Alkan direnişi ile bugünlere geldi. Yani Newroz ateşi fedai ve kahramanlıklar ile gürleşti. Bu kahramanlar şahsında tüm devrim şehitlerini anıyorum, kendilerine verdiğimiz sözü tekrarlıyoruz. Bilindiği üzere Türkiye işgalciliği hareketimize karşı yeni konsept geliştirdi.

Bu konsept temelinde AKP-MHP-Ergenekon ittifakı gelişti. İki yıldır Kürdistan’a saldırı gerçekleşiyor. Kuşkusuz bu saldırı İmralı Cezaevi’nde başladı. Yani İmralı’daki tecrit ve psikolojik işkence sürecin rengini belirliyor. Yani orada ne gelişiyorsa, aynı şeyler Kürdistan’da da yürürlüğe konuluyor. Şu an Kürdistan ve Türkiye'deki cezaevlerinin birçoğunda İmralı sistemi hayata geçiriliyor. AKP-MHP rejimi Kürdistan’da sonuç almak için büyük bir zulüm yürüttü. İki senedir tüm değerlerimize saldırı gerçekleşiyor. Kürt siyasetçileri, Kürt milletvekillerine, Belediye Eşbaşkanları zindanlarda konuldu. Yaklaşık 10 bin kişi tutuklu. Amaçları halkı sindirmek, teslim almak, diz çöktürmektir. Çökertme planları buydu. Ancak bugün Newroz’da, başta Amed, Cizre, Gever, Van, Dersim’e kadar Newroz’un kutlandığı her yerde, İstanbul, İzmir Kürt halkı ve demokratik kesimler tavır takındılar ve AKP devletinin diz çöktürme planının boşa çıkarıldığını açıkça ilan ettiler.

Bu planın kendisi diz çöktü. Halkımız gerçekten bir kez daha tutumunu belirledi ve ısrarlı, kararlı bir şekilde kendisine sahip çıkan halkımızı selamlıyoruz. Değerli ve kutlu eylemlerinden dolayı kendilerini kutluyoruz. Newroz ile ilgili birçok değerlendirme yapılabilir ancak bu kadar zulümden sonra Kuzey Kürdistan’da gerçekleşen 2017 Newrozu çok değerlidir. Aynı zamanda Rojava, Güney, Doğu Kürdistan’da, Avrupa'da, Kanada'da, Japonya'da Newroz aşk ile karşılandı. Mesaj verdi. Çünkü Kürdistan üzerine oyunlar oynanıyor. Düşman Kürdistan'da oyunların peşinde. Kürtler arasında savaşı geliştirmeye çalışıyor. Buna karşı da mesaj verildi. Şengal’e yönelik mesaj verildi. Yolunu şaşıran örgütlere mesaj verildi. Newroz'da Kürt halkı tutumunu ortaya koydu. Herkesin, halkımızın bu tutumundan gerekli sonucu çıkarması gerekiyor. Biz de bizim dışımızdakilerin de hatta Kürdistan’daki işgalcilerin de bundan sonuç çıkarması gerekiyor. Bu halk zulüm ile diz çökmez. Mehmet Tunç'un dediği gibi 'başını kimsenin karşısında eğmez'. Bu tekrar görüldü. Öte yandan, eskisi gibi birilerinden para alarak, grup oluşturarak, bu gruplar ile iç savaşı çıkarma yaklaşımlarını artık Kürt halkı kabul etmez. Bunun mesajını da verdi. Kısaca iç ve dışa yönelik önemli mesajlar verildi.

16 Nisan referanduma yönelik mesaj olduğunu da söyleyebilir miyiz? Çünkü Newroz’a kadar da gözaltılar, tutuklamalar devam etti. Newroz’un kutlamaması içinde birçok oyun tezganlandı. Yani buna karşı da mesaj olduğunu söyleyebilir miyiz?

Kuşkusuz, Newroz’un bu düzeyde karşılanmaması için AKP polisi birçok engellemelerde bulundu, oyunlar oynadı. Hatta, onlar bu düzeyde kutlanacağını da tahmin etmiyorlardı. Eğer tahmin etmiş olsalardı, belki şiddetin dozunu daha da artıracaklardı. İzin verdikleri bazı yerlerde de hiç izin vermeyeceklerdi. Yani onlar, insanların kutlamalara katılmaktan korkacağını sanıyorlardı. Örneğin Amed'de, ilçelerden Newroz alanına kadar her yerde arama yapıldı. Hatta Gever'de, baskı ve zulüm ile halkı durduramadıkları için Newroz alanına saldırdılar. Yani tahammülsüzlüğü birçok yerde gösterdiler. Kısaca, iki yıllık zulüm ve engellemelere rağmen bu düzeyde katılım sağlandı. Bundan dolayı anlamlıdır. Kuşkusuz bu aynı zamanda Kürt halkının referandumdaki tavrını da gösteriyor. Kürt halkı tutumunu belirledi ve daha da belirlemelidir. Tüm Kürt halkı, bugüne kadar oyunu AKP'ye ya da başka bir partiye veren her Kürt ya da demokratın ‘Hayır’ demesi gerektiğine inanıyorum. Niye? Çünkü, ‘Evet’ dediğinde, AKP-MHP'nin Kürdistan’daki zulmüne evet demiş oluyorsun. Yani sen o zaman Cizre'nin yıkılmasına, bodrumlara, Sur, Şırnak, Nusaybin, İdil, Yüksekova’nın yıkılmasına evet demiş oluyorsun. Neyi yapmış şu an AKP? PKK ile yarışmaya girmiş gibi görünüyor. Sanki bize karşı geliştiriyor. Böyledir de. Yani ‘evet’ oyunu veren herkes, AKP-MHP'nin Kürdistan’daki uygulamalarına ortak oluyor. Vicdan sahibi herkes, bu zulme karşı tutum sahibi olan herkesin ‘Hayır’ demesi gerekiyor. Bu zulmün son bulmasını isteyen herkes, savaşın şiddetlenmesini istemeyen herkesin kuşkusuz ‘Hayır’ demesi gerekiyor. Yani Newroz’daki halkın yaklaşımını referandumdaki tutumunu belirleyeceğini söyleyebiliriz.

Gerillaya karşı yoğun operasyonlar yürütülüyor. Amed, Dersim, Mardin'de operasyonlar hala devam ediyor. Bu operasyonları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu operasyonlar ile hangi sonuca varmak istiyorlar?

Bildiğiniz gibi, Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soysuz, 'Mart ve Nisan’da hiç kimse PKK'nin adını anmayacağını' söyledi. Ya da 'PKK'yi tasfiye edeceğiz' dedi. Yani onlar bunun hesabını yaptılar. İşte Kuzey Kürdistan'da operasyonlara çıkarak gerillayı buldukları yerde tasfiye edeceklerinin hesapladılar. Ellerinde teknik imkanlar var. Bu tekniği Amerika zamanında kendilerine verdi. Sonra bir kısmını İsrail'den aldılar. Şimdi de onlardan çaldıkları formüller ile kendileri de bir bölümünü yapıyorlar. Yani bu tekniğe güveniyorlar. Kış mevsiminde gerillaya ciddi darbe vuracaklarını hesapladılar. Öte yandan Rojava'ya müdahalede bulundular. Rojava'da kendilerini güçlendirip, Rojava devriminin dış ilişkisini koparıp, uluslararası komplo dönemi gibi herkesi bize karşı, Kürt özgürlük devrimine karşı tavır sergileyeceklerini hem Rojava devrimini boğacaklarını hem de abluka almayı hesapladılar. Hesapladıkları buydu. Bu hesap da çöktü. Rojava devrimi şu an hamle gerçekleştiriyor ve Kuzey Suriye Federasyonu artık hakikat haline gelecek. Türk devleti hem askeri hem de diplomatik açıdan sonuç almadı. Yeri geldi Rusya’ya, bazen Amerika’ya yaklaştı, başvurdu ancak sonuç almadı.

Bir kaosu yaşadığını söyleyebilir miyiz?

Türkiye'de şu an birçok alanda kaos yaşanıyor. Ekonomik, sistemsel, yönetim, diplomatik, komşularla, herkes ile kriz yaşıyor. Bu doğrudur. Fakat bu en çok Suriye ve Rojava siyasetlerinde kendisini gösterdi. Orada şu an tamamen kaybetti. Kimse onları dinlemedi. Türkiye’yi o kadar pazarlamalarına rağmen, adeta kendilerini satmaya çalışmalarına rağmen kimse onları satın almadı. Böyle değerlendirebiliriz. Diğer yandan, Güney Kürdistan’a ilişkinde birçok hesapları vardı. KDP'yi savaşa çekme, Şengal'de operasyon yürütme, her yerde Kürdü Kürde kırdırtma savaşını geliştirme, Kuzey Kürdistan’da korucuları aktifleştirme hesapları vardı. Bununla birlikte bahar ile sonuca gitmek istediler. Her şey şu an göz önünde. Yani Türk devleti Rojava’daki operasyonlarını, Başurê Kurdistan’daki operasyonlarını, Kuzey Kürdistan’daki operasyonlarını gerçekleştirdi. Ancak herhangi bir sonuç elde etmedi. Bundan dolayı 2017 baharı farklı şartlarda başlıyor. Dolayısıyla 2017 Newrozu çok anlamlıdır. Yani bu kış gerçekten operasyonlarını arttırdı. Daha tüm alanlardan kesin bilgi almış değiliz. Ancak onların yayınlarına göre, bize ulaşan bazı bilgilere göre operasyonlarını ağırlıklı bölümü başarısızlığa uğradı, sonuçsuz kaldı. Mesela, Dersim'de, Amed'de kışın birçok defa operasyona çıkmalarına rağmen, sonuçsuz kaldı. En son yaptıkları operasyonlarda 'bazı sonuçlar aldık' diyorlar, bazı rakamları veriyor. Ölülerini veriyorlar, kuşkusuz tamamını veriyorlar. Mesela yüzbaşı, çavuş tek başına ölmezler yani. Eğer yüzbaşı ölmüş ise, kendisiyle birlikte birçok asker de ölmüş demektir. Ancak bizim kaybımız ne kadardır, tam olarak şu an bilmiyoruz. Fakat, kendi verdikleri rakam bile başarısız kaldıklarının ifadesidir. Onlar büyük bir sonuç almayı planlıyorlardı.

Operasyonlar başlangıçta çok abartıldı, gündeme konuldu. Sonlarda sanki bir sessizlik durumu hakim. Bundan da biraz anlaşılmıyor mu?

'Tarihimizde hiçbir zaman kışın bu kadar operasyon gerçekleşmedi' diyorlar, bu doğrudur. Amed eyaletinde gerçekleştirdikleri operasyona 'son yılların en büyük operasyonudur' demeleri de doğrudur. Türk ordusu bu kış gerçekten de çok fazla operasyona çıktı. Hem şehirdeki operasyonları arttırdı hem de dağdaki operasyonları. Aynı zamanda hava saldırıları gerçekleştirdi. Hakikaten de çalıştılar, bu konuda haklarını yememek gerekir. Ancak sonuç alamadılar. Çünkü devrimin de tedbirleri var, gerillanın tecrübesi de var. Çabalarını çoğu boşa çıkarıldı. Bu hususta, dediğim gibi belki bazı alanlardan tam olarak bilgi edinmiş değiliz ancak onların istediği gibi sonuç almadıkları ortada. Örneğin Botan'daki, Dersim'deki operasyonlarda tamamen başarısızlık yaşadılar. Mardin’de kaybımız oldu.

Yani baharın başlangıcında halk çalışması, bazı çalışmalar diyelim, kuşkusuz halk çalışması önemlidir, ancak bazı çalışmalar için eyalet düzeyindeki arkadaşların dışarı çıkması, çok fazla sıcaklıktır. Düşmanı çok fazla dikkate almama, düşmanı küçük görmedir. Bu tür yerlerde bazı boşluklar yaşandı. Belki de tesadüfen o arkadaşlar karşılaştı ve böyle bir durum gelişti. Ancak genel olarak operasyonlarının sonuçsuz kaldığını söyleyebiliriz. Hem Kuzey Kürdistan'ını dışındaki operasyonlar hem de Kuzey Kürdistan’ın içindeki operasyonlar. En önemli operasyonları halka yönelikti, ki birçok siyasetçiyi yakaladılar. Ancak Newroz bu operasyonların sonuçsuz olduğunu gösterdi. Bundan dolayı içinde bulunduğumuz yıl bizler için gerçekten önemlidir. 2017 Newrozu önemli bir başlangıçtır. Halkımız tavrını ortaya koydu. Bizler de gerilla, bu devrimin kadroları olarak halkın kutlamalarından coşarak, kutlamaları yeterli görmek durumunda olmamalıyız. Halkın bu tutumu bizden neyi istiyor, ne bekliyor? Şimdiye kadar Önderliğin beklentilerine tam olarak cevap olamadık. Önemli olan nokta ise, ısrarlı olmamızdır. Önderlik perspektifleri çerçevesinde, Önderliğin, halkın ve şehitlerin beklentilerine cevap olma noktasında ısrarlıyız. Bu ısrarımız bugün daha da fazladır. Israrımız, tüm arkadaşların ısrarı bu konuda çok daha güçlüdür. Önemli olan, düşmanın planlarının sonuçsuz kalması, bizim kendi gücümüzü korumamızdır. Rojava'da, Şengal'de gerekli hamleler gündemdir. Devrim Kuzey’de de gelişebilir. Doğu'da da böylesi bir yoğunlaşma var. Yani Doğu'da hazırlık, yoğunlaşması var. Kısaca, hareketimiz ayakları üzerindedir ve bu baharda gerçekten önemli adımlar atabilir.

Gerillanın profesyonelleşmesini zirveye çıktığı belirtiliyor. Son 4 yıldaki gerillanın gelişimi ne düzeydedir? Gerillanın dönemsel duruşu nasıl olacak? Sürece nasıl dahil olacaktır?

Bu konu önemli. Ondan önce şunu söyleyeyim. Biz bu ayın başında HPG Komuta Konseyi toplantısını gerçekleştirdik. Geçmiş yılın pratiğini kapsamlı değerlendirdik, çıkarılması gereken sonuçlar tespit edildi, hem de yılın planlamasını çıkardık. Yani biz perspektif, planlama, düzenleme konusunda artık hazırız. HPG Komuta Konseyi toplantısı özlü bir biçimde tartıştı ve önemli kararlar aldı.

21. yüzyılın gerillası da kendisini yenilemesi gerekiyor. Klasik tarzın artık terk edilmesi gerekiyor. Düşman da bize karşı istihbarat, teknik ve psikolojik savaş ile savaşıyor. Buna göre hazırlıklarımızı yapmamız gerekiyor. Yani gerillanın modern, profesyonel olması ve kendisini yenilemesi gerektiği kararı alındı. 4 yıl önce yeniden yapılanma projesi gündemimize girdi. Bu proje yapılan bu tartışma ve perspektif ile sonuçlanabilir. Apollo Akademisinin 12 şubesi başarılı bir şekilde eğitimini tamamladı. Bunlardan 6 ideolojik, komuta devresi, 6 devre de teknik ile ilgiliydi. Bunlar sonuçlandı. Bu eğitimler bu perspektif doğrultusunda gerçekleşti. Gerillada köklü değişimi, performans yenilenmesini yaramak istiyoruz. Bu hususlarda gerillanın değişim yaşadığını söyleyebiliriz. Bunu önemli bir konu olarak ele alıyoruz. Neden? 21. yüzyılda teknoloji epey gelişmiş. Örneğin, keşif uçağında roket de var. Savaş, yerde olduğu kadar havada da gerçekleşiyor. Gerilla da hareket tarzını, örgütlenme tarzını, mevzilenme tarzını ve tekniği kullanma tarzını buna göre değiştirmesi gerekiyor. Kuşkusuz, en büyük tekniğin insan olduğu vurgulandı. Önder Apo'nun felsefesi bizlere bunu kavrattı. Apocu fedai, yaratıcı insan her şeyi yapabilir. Taktiksel zenginlik ile tüm tekniği boşa çıkarabilir. Ancak tekniğin de rolü var. Bunlar değerlendirildi. Akademi devrelerimiz bu esas üzerinde tamamlandı. Kararlar alındı. Bundan böyle, örneğin şuna Medya Savunma Alanlarında bulunan sistem; tabur, alay, cephe kaldırıldı.

Yani yeni değişiklikler yapıldı genel olarak?

Birçok yeni değişiklik yapıldı. Sistemimizde artık takım, tim esastır. Ve küçük timlerden bahsediyoruz. Yani 2 ya da 3 kişiden oluşan küçük timler. Tim 4-5-6 kişidir. Takımda buna göre 2 timden oluşuyor. Yani gücü daha fazla küçültüyoruz ancak ihtiyaç duyulması halinde 20 takım bir araya gelerek büyük bir eylem gerçekleştirebilir. Bu husustu 10 maddeyi vurguladık. Bu 10 madde modern, profesyonel gerillanın formülüdür. Bu 10 madde olmazsa olmaz. Nedir bunlar. Birincisi; komuta kademesi sürece göre rol oynamalı. Ruhu, duruşu döneme göre olmalıdır, süreci doğru okumalı. İkincisi; gerilla. Her gerillanın profesyonel asker olması gerekiyor. Üçüncüsü; gerilla tarzının artık öz ve derin disipline sahip olması gerekiyor. Ve ince bir kamuflajı olmalı. Yani klasik, eski ve kaba tarz ile artık olmuyor. Dördüncüsü; sistemin yenilenmesi. Biraz önce belirttiğim gibi. Biz grubu küçülterek düşman tekniğini boşa çıkaracağız bakış açısı ile sadece bakmıyoruz.

Gizlilik, derin yaklaşım, istenildiği taktirde küçülterek ya da büyüterek, hareket etmemiz gerekiyor. Yani hareket tarzının her renkten oluşması gerekiyor. Gerilla cin gibi olmalı, hayalet gibi olmalı. Eskiden Önder Apo daha 5. kongrede Fırtına Takımından bahsetti. Buna şu an ihtiyaç var. Fırtına Takımı ve timi ihtiyaçtır. Buna göre hareketlilik sağlanmalı. Kuşkusuz artık sadece dağda değil, şehirde de ovada da metropollerde de yani savaş alanları arasında bir dengenin sağlanması. Bu tür hususlarda yenilik var. Yeni bir taktik ve perspektif var. Tüm arkadaşların kendisini buna göre hazırlaması gerekiyor. Bunlar ileriki süreçte tüm birliklere ulaşacaktır. Bununla Özgür Önder Apo ve Özgür Kürdistan yürüyüşünde başarıyı kesinleştirmek istiyoruz. Düşmanı yenmeyi kesinleştirmeliyiz. Özellikle psikolojik savaş, tekniğe, düşman istihbaratına karşı bilinçli hareket etme çok fazla önemlidir.

Bu yıl iddia sahibiyiz. Yani AKP'nin oyunları, işte bazı Kürt örgütlerini öne çıkarmak, bilmem bazı korucuları ön plana çıkarmak sonuç almaz.

Önceden de korucular denendi...

Elbette, önceden de denendi. Bunlar sonuç getirmez. Sonuç alacak, başarıya yürüyecek gerillayı yaratmak istiyoruz. Bunu unutmamamız gerekiyor. Newroz ile başlayan bu yıl, hareketimizin, Önderliğimizin, halkımızın, Türkiye halklarının, Suriye halklarının ve bölge halklarının geleceği açısından çok çok önemlidir. Eğer Türkiye'nin bu saldırgan, işgalci tutumuna karşı gerilla istenen düzeyde hareket ederse, boşa çıkarırsa devrim her yerde gelişecek ve Ortadoğu devriminin kapısı aralanacaktır. Bundan dolayı bu çok önemlidir. Diyeceksiniz, her şeyi gerilla mı belirleyecek? Belki halk ve başka faktörüler de vardır. Ancak gerilla bugün öncülük yapıyor, gerilla halaydadır. Gerilla bu rolünü oynar ise, diğer faktörler de devreye girecek ve bölgesel devrim böylelikle yürüyecektir. Bu yürüyüş tarihi ve önemlidir. Sorumluluk sahibi olan herkesin daha fazla dikkatli davranması gerekiyor. Tüm yurtsever halkımız, dostlarımız dönemin hakikatini göz önünde bulundurarak, buna göre sorumlu davranmalıdır. İşte Newroz ile birlikte halkımız başladı, yani startı verildi. Gerilla da bütün çalışanlar da tabi daha derinlikli bir şekilde sürece yoğunlaşmalı, süreci mutlaka başarı sürecine çevirmelidir. Bu beklentiler ile herkesin Newrozunu kutluyoruz, saygı ve selamlarımızı sunuyoruz.