Korku rejiminden kurtulmanın yolu ‘HAYIR’ı örgütlemektir

KHK ile görevlerinden ihraç edilen memurlar, 16 Nisan’da gerçekleştirilecek referandumda sandıktan ‘Evet’ çıkması halinde baskı ve hukuksuzluğun sınır tanımayacağına dikkat çekerek demokrasiye karşı ‘tek adam’ rejimine ‘Hayır’ demeye çağırdı.

16 Nisan'da gerçekleştirilecek referandumda ‘Hayır’ oyu kullanacaklarını açıklayan KHK kurbanı memurlar ANF’ye konuştu:

FADİME GÜLÇİÇEK: Referandumda ‘Hayır’ oyu kullanacağım çünkü ben 8 Şubat akşamı hiçbir gerekçe tebliğ edilmeden bir KHK ile görevden ihraç edildim. ‘Hayır’ dememin nedenlerine gelecek olursak; biz zaten şu an kısmi bir başkanlık sistemiyle yönetiliyoruz. Referandumda ‘Evet’ çıkması halinde şu an yaşadığımızdan daha büyük hukuksuzluklarla karşı karşıya kalacağız. Bugün insanların emekleri hukuksuz bir şekilde yok sayılıyorsa bundan sonra hiçbir güvencemiz olmadan yaşayacağız. İhraç edilmeyen kişiler sırf ‘giyimi, yaşam tarzı’ beğenilmedi diye görevden ihraç edilebilir ve bunun geri dönüşü olmaz. Biz şu an AİHM’den döneriz diye umut ediyoruz; ama yarın o umut bile olmayacak.

TÜRKİYE DÜNYADAN SOYUTLANMAK ÜZERE!

Referandumdan ‘Evet’ çıkması halinde artık AİHM bile etkili olamaz; çünkü Türkiye şu an dünyadan soyutlanmak üzere. Referandumdan istenilen oyun çıkması halinde Başkan olacak kişi kalkıp ‘Ben Avrupa’yı tanımıyorum, mahkemelerini de tanımıyorum; hiçbir komisyon beni bağlamaz’ da diyebilir. Gerçi mevcut yasayı da beğenmiyoruz -değişmesi gerekir- ama şu an ki koşullarda maalesef ki mevcut yasa güven veriyor.

ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ İÇİN ‘HAYIR’ DEMELİYİZ

Eylül ayından bu yana emekçiler olarak birçok sorun yaşadık; gözaltına alınan, hukuksuz yere tutuklanan üyelerimiz oldu. İnsanların yaşananları görmesi gerek. İşte bu nedenle bütün emekçilerin ve özellikle kadınların ‘Hayır’ demesi ve ‘Hayır’ etrafında kenetlenmesi gerekir. Çocuklarımızın geleceği için ‘Hayır’ demeliyiz. Şimdiden herkese ‘Hayır’lı olsun!

ÖZGÜR VE BARIŞ DOLU GÜNLERE OLAN İNACIMIZI YÜKSELTMEK İÇİN ‘HAYIR’

SEVGİ AKDAŞ: Bildiğiniz üzere OHAL’i fırsata çeviren bir hükümet ile karşı karşıyayız. Muhalif gördüğü her kesime karşı, baskıcı ve barbarlık boyutuna gelen bir tutum içerisinde tabi biz bunlara karşı elbette ‘Hayır’ diyeceğiz. Akademisyeninden gazetecisine, milletvekilinden belediye başkanına, sendikacısından yazarına muhalefet geliştiren arkadaşlarımızın tutuklanmasına ‘Hayır’ diyeceğiz. Kadına karşı şiddet ve eril zihniyetle mücadele eden tüm kadın kurumlarının kapısına kilit vuran zihniyete ‘Hayır’ deyip, ‘Hayır’ı örgütleyeceğiz. Bu korku ve baskı rejiminden kurtulmanın tek yolu ‘Hayır’ı örgütlemektir. Biz kadınlar olarak güzel, özgür ve barış dolu günlere olan inancımızı yükseltmek için herkesi ‘Hayır’da birleşmeye davet ediyoruz.

16 NİSAN’DA ‘HAYIR’, ‘NA’ VE ‘NO’ DİYECEĞİZ!

SİNAN OĞUZ: 22 Kasım’da hiçbir gerekçe gösterilmeden hukuksuz bir biçimde ihraç edildim. Türkiye ve Kürdistan’da öteden beri var olan hukuksuzluk OHAL ile birlikte artmaya başladı. İşte yaşanan bu hukuksuzluğa cevap olabilmek için 16 Nisan’da gerçekleşecek referandumda elimizden gelenden fazla bir çabayla ‘Hayır’, ‘Na’ ve ‘No’ diyeceğiz. Sonuç ne olursa olsun halkların özgürlüğü ve barış için mücadele etmeye devam edeceğiz.

MEHTAP YÖRÜK: ‘Evet’ çıkması halinde ihraçlar daha fazla artacak ve geri dönüş şansı kalmayacak; baskı ve yok sayma daha da artacak. Bu nedenle biz emekçiler ‘Hayır’ diyoruz, sizi de ‘Hayır’ demeye davet ediyoruz.