Stehn: Diktatörlüğe, zulme, tek sesliliğe ‘HAYIR’ diyoruz

Stehn: Hayır diyoruz diktatörlüğe, zulme, hayır diyoruz tek sesliliğe çünkü her bir coğrafyada yaşayan bütün halkların, kesimlerin sesinin renkleriyle var olmasının demokratik temelde var oluş prensibini savunmaktayız.

HDK-Almanya ve Avrupa Yürütme Kurulu Üyesi Leman Stehn, “Hayır diyoruz diktatörlüğe, zulme, hayır diyoruz tek sesliliğe çünkü her bir coğrafyada yaşayan bütün halkların, kesimlerin sesinin renkleriyle var olmasının demokratik temelde var oluş prensibini savunmaktayız” dedi.

ANF’ye konuşan Stehn bugünlerde referandumun çok önemli bir konu olduğunu söyledi. Her kesin oyunun son derece önemli olduğunu vurgulayan Stehn, “Kullanacağımız haklarımız, demokratik imkanlar ve demokratik haklar katılımdan yaşamaktadır.

Her bir insanın katkısı büyük bir şanstır. Tabii ki çok büyük bir çatışkı ve güçlük yaşıyoruz şu dönemde. Çünkü bu referandumun beraberinde getirecekleri belli. Bütün şıklar bir bir tek bir şahsın bütün hakları elde etmesine yönelik. Ve bütün kontrolün tek bir şahsa bağlanmasına yönelik değişimler söz konusu” dedi.

Herkesin demokrasiye, bir o kadar da iradenin halkların daimi değişimi ve dönüşümü içerisinde tartarak, hareketi için hayır oyuna dikkat çeken Stehn şöyle devam etti: “Ve herkesi hayır demeye davet ediyoruz.

Hayır diyoruz diktatörlüğe, zulme, hayır diyoruz tek sesliliğe çünkü her bir coğrafyada yaşayan bütün halkların, kesimlerin sesinin renkleriyle var olmasının demokratik temelde var oluş prensibini savunmaktayız.

Türkiye’de yıllardır AKP rejimi bir bir bu sesi, bu çok renkliliği eşit haklar temelinde bütün varlıkların canların var oluşunu hedef almakta ve din olgusunu bir o kadar da kullanmakta.

Elbette bu mücadelemizi verirken emek eksenli yapılan zulmü ve emeğin ne şekilde hedef alındığını da biliyoruz. Emek ekseninde aslında bütün çözülmelerinde göz önünde bulundurmaz gerekiyor.

Zira var olan kapitalist sistem bir o kadar ayrıştırarak milliyetçilik üzerinde veya farklı inançlar üzerinden çatışkıları kendisi için hedeflemekte ve kullanmakta.

Bu bağlamda emek eksenli verilen mücadeleyi desteklemekteyiz. Kadınları ne şekilde hedef alındığını görüyoruz. AKP rejimi sırasında kadın cinayetlerinin kadın haklarının nasıl ezildiğinin hepimiz farkındayız. Yüzlerce kadın katledildi, kadınlarında sesini yükseltmemiz ve dayanışma içinde olmamız gerekiyor.

Homofobi, transfobi, LGPT insanlarımızın da haklarına sahip çıkıyoruz. Bu kesimler çalışmalarımızda da aktif bir biçimde yer alıyorlar.

Nefret suçlarını, nefret cinayetleri, din olgusunu ve milliyetçilik üzerinde yapılan kışkırtılmaları ve savaşı bir o kadar sorgulamaktayız.

Hep birlikte demokratik haklara sahip çıkmak için halkları hayır demeye davet ediyoruz.”

Yüzyıl önce Almanya hükümetinin sorumsuzca Osmanlı ile iş birliği yaparak, çok büyük bir zulme ve bir soykırıma işbirliği yaptığını da dile getiren Stehn, “Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, bir konuşmasında Almanya’yı tarihle yüzleşme ve sorumluluğu bağlamında göreve davet etmişti. Gauck, bütün halkların eşit haklar doğrultusunda politikaların yapılmasına çağrıda bulunmuşsa da, Merkel hükümetinin nasıl çelişkiye ve çatışkıya düştüğünün de bilincindeyiz.

Mülteci ve savaş mağduru olan insanların nasıl alet edildiğini görüyoruz. Türkiye’yle mülteciler üzerinde adeta şantaj edercesine yapılan anlaşmalar söz konusu. Bu da asla kabul edilemez.

Burada yaşayan insanlar olarak, Almanya’nın Türkiye ile olan politikalarını da sorgulamalıyız. 100 yıl önce Ermenilere, Süryanilere ve Pontus-Rumlarına uygulanan soykırımlar oldu ve ardından Dersim katliamı, Cizre, Sur, Lice, Nusaybin katliamlarıyla sürdürülüyor. Hala sürdürülen bir siyasi soykırım var şu anda ve Kürt halkı hedef halinde.

Tüm halklar Kürtlerle dayanışmaya girmeli ve bir ses vermeliler. Hiç kimse ne oluyor bilmiyoruz diyemez. Sosyal medyada yaşananlar an an verilmekte. İnsani bir sorumluluktur bu yapılan soykırımların durdurulması bizim elimizde. Omuz birliğinde hareket edeceğiz” diye konuştu.