'Vicdanlarınız varsa koruculuğu bırakın'

Korucu bir aileden PKK saflarına katılan gerilla Hîvda Pîrosî geride kalan ailesine seslendi: Vicdanlarınız varsa koruculuğu bırakın

Türk devletinin 1990’lı yıllarda Kürdistan’a yönelik uyguladığı baskı politikalarından Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesi de nasibini alır. Türk devleti, Kürt halkını PKK’ye karşı koruculaştırmak için, köyleri yakar,korucu olmak istemeyenleri göç ettirmek ister. YJA Star gerillası Hîvda Pîrosî’nin ailesi de kendi topraklarında yaşamak istemesinden ve Türk devletinin baskılarından dolayı zorla koruculuğu kabul eder. Babası korucu olan Hîvda Pîrosî, devletin Kürtlere uyguladığı politikalara değinerek, Kürtlerin baskı ve işkenceyle koruculaştırıldıklarını söyledi. Hîvda, başta ailesi olmak üzere tüm korucuların devletin silahını bırakması yönünde çağrıda bulundu.   

‘KORUCULUK DEVLET POLİTİKASIDIR’

Koruculuğun, Türk devletinin Kürt halkına yönelik bilinçli bir politikası olduğunu belirten Pîrosî, şunları söyledi: “Koruculuk tamamen bir oyundur. Korucuların yaşamlarına bakarsak, ne kadar bilinçsiz bir yaşam yaşadıklarını görürüz. Benim babam ve amcam korucuydu. Bunu en iyi çözümleyecek olanlardan biri de benim. Çünkü bizzat öyle bir sistem içerisinde yaşadım. Korucular neden silah taşıdıklarını bile bilmiyorlar. Bundan tek çıkarları, aylık geçimlerini bile sağlayamadıkları birkaç kuruş paradır. Zaten bilinçli olsalardı, aynı kanı taşıdığı halkına karşı silah kullanmazlardı. Üstelik haklı oldukları bir dava için savaşan insanlara karşı, bir savaşa girmeleri hiçbir ahlaka, vicdana sığmaz.”

‘KORUCULUK BASKIYA, ŞİDDETE YOL AÇAR’

Koruculuğun toplumda yarattığı tahribatlara değinen Hîvda Pîrosî, özellikle de kadın üzerinde olumsuzluklarının gittikçe arttığına dikkat çekti. Pîrosî şöyle devam etti: “Koruculuğun toplum üzerindeki olumsuzlukları çok büyüktür. Kadın, dayak, baskı, dışarıya çıkmasına izin vermeme vs. gibi birçok uygulamayla karşılaşıyordu. Çünkü herhangi bir ideolojiye sahip değiller. Tek bildikleri silahı alıp kardeşine karşı savaşmaktır. Doğa olarak bilinçsizce ele alınan silah, bir süre sonra şiddete, baskıya yol açar. Koruculukta da gelişen durum budur. Devlet tarafından da koruculuğun kabul edilmesi için yapılan bir baskı, özel savaş var. Bu durumun da payı büyüktür. Babam da baskıya karşı çaresiz kaldı ve koruculuğu kabul etmek zorunda kaldı.’’

‘PKK, KADIN İÇİN BİR ŞANSTIR’

Babasının; Kürt gerçekliğini bilmediğini, PKK’yi tanımadığını, bu yüzden birçok şeyin de farkında olmadığını söyleyen Pîrosî, “Eğer babam PKK’yi tanısaydı kesinlikle koruculuğu kabul etmezdi” diyerek şunları belirtti: “PKK, Kürt halkını özüyle buluşturdu. Tarihini, yaşamını tekrar diriltti. Bunun yanında PKK, Kürt kadını için büyük bir şanstır. Kürt kadını kendisini PKK ile tekrar tanıdı. Benim yaşamımda da büyük bir etki yarattı. PKK’yi tanıdığım zaman hem kendi yaşamım hem de ailemin yaşamını sorgulama yönünde güçlü duygular gelişti. Bir süre sonra da, dağa gitme kararı aldım. Dağda içinde bulunduğum yaşam, aldığım eğitimlerle, Kürtlüğümün, kadın olmamın yani kendi gücümü fark ettim.”

‘KORUCU ÇOCUKLARI PKK’YE KATILIN’

Son olarak babası, amcası ve tüm koruculara koruculuğu bırakma çağrısında bulunan Hîvda Pîrosî, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Koruculuğu bırakıp doğru yola girsinler. Anlamlı bir yaşam sürdürsünler. Doğrusu biraz vicdanları varsa kardeşlerine karşı silah doğrultmazlar. Bunun yerine Kürt halkına yarar sağlayacak bir yaşam sürebilirler. Korucu Kürtlerin çocukları; özgürlük yolunda adım atmak istiyorlarsa, en önemlisi de babalarının koruculuğu bırakmalarını istiyorlarsa, korucu çocuklarına sesleniyorum, PKK’ye katılın. Yoksa ne yaptığını bilmeyen, anlamsız bir yaşam sürdüreceksiniz.”