Almanya ceza kanunun 129 b maddesi kapsamında ‘yurtdışında faal olan terör örgütünün üyesi’ suçlamasıyla yargılanan Kürt siyasetçi Zeki Eroğlu, Hamburg Yüksek Eyalet Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmada bir açıklama yaparak, “Kırk yıldır haksızlıklara, soykırımlara karşı mücadele eden Kürt halkının evladını olmaktan onur ve gurur duyuyorum” dedi.

Uluslararası Komplo’nun 18’inci yıl dönümünün yaşandığını söyleyen Eroğlu, şunları dile getirdi: “Kürt halkı bu komploya karşı 18 yıldır direniyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan 18 yıldır ağır tecrit koşullarında tutuluyor. İmralı’daki tecrit sürecini boşa çıkararak Kürt halkına ve ezilen insanlığa çözüm yolu gösteren, tarihi teorik çalışmalar yaptı. Tüm toplumsal sorunlar için geliştirdiği demokratik özerklik çözümü ve Kürt sorununda izlediği politikalarla barışçıl ve demokratik çözümün önderi haline geldi. Ben de bu kapsamda 15 Şubat komplosunda yer alan bütün uluslar arası güçlerini kınıyorum.”

Kendi davasında yer alan terörizmden yargılanma ibaresinin tamamen gerçek dışı olduğunu ifade eden Eroğlu, davanın temel karakterini oluşturan Kürt sorununun olduğunu söyledi. Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hep soykırımlarla karşı karşıya olduğunu ve bu tehlikenin günümüzde devam ettiğini belirten Eroğlu, “En son 2016 yılında Cizre, Silopi, Nusaybin, Sur katliamları, bir soykırım gerçeğidir. Fakat acı olan gerçeklik ise, bütün dünyanın Kürtlere karşı uygulanan soykırıma karşı izleyici kalmasıydı” dedi.

Almanya yargısının davayı hukuk ve adaletin üstünlüğü ilkelerine dayanarak açmadığını, davanın Türk devletinin ve Erdoğan’ın talimat ve direktifleriyle açıldığını söyleyen Eroğlu, bunun temel nedeninin Almanya ve Türkiye’nin çıkar birliğinin olduğunu ifade etti.

AVUKATLAR DAVANIN KAPATILMASINI TALEP ETTİ

13 Nisan 2016 tarihinde İsveç’in Stockholm kentinde gözaltına alınan ve üç ay sonra Almanya’ya getirilen Zeki Eroğlu’nun davası geçen hafta başlamıştı. İlk duruşmada Eroğlu’nun avukatları Alexander Kienzle ve Britta Eder, daha önce Kürt siyasetçilerin yargılandığı davalardan farklı olarak artık Kürdistan’daki mevcut durumunun çok daha büyük bir rolün oynanması gerektiğini belirterek mahkeme heyeti başkanı Dr. Klaus Rühle’den mahkeme heyetine herhangi bir yerden baskı uygulandığı ya da davanın gidişatını etkilemek amacıyla girişimlerde bulunulduğu konusunda bir açıklamanın yapmasını istediler. Avukatlar ayrıca her insanın kendini savunma hakkına işaret ederek davanın hukuk devletinin ölçülerine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın takipsizlikle sonuçlanması için başvuruda bulundular. Diğer bir başvuruda avukatlar dava dosyasının eksik olduğunu belirterek duruşmaların görülmesinin durdurulmasını istediler.

Bir sonraki duruşma 1 Mart tarihinde görülecek. Hep saat 9.00’da başlayan duruşmaların tarihleri şöyle: 2 Mart, 9 Mart, 10 Mart, 16 Mart, 17 Mart, 23 Mart, 24 Mart, 11 Nisan, 12 Nisan, 24 Nisan.