GÖRÜNTÜLÜ

‘Baharı büyük bir seferberlik ruhuyla karşılayalım’

KBDH temsilcileri, örgütlü kadının gücünün her türlü faşizmi bertaraf edeceğini söyledi.

 

ANF’ye konuştan KBDH (Kadınların Birleşik Devrim Hareketi) bileşenleri KKP-Kadın Komünarlar Birliği, Maoist Komünist Partisi, MLKP-Komünist Kadın Örgütü, PAJK (Partiya Azadiya Jinên Kurdistan), THKP-C/MLSPB temsilcileri, “Kadınların örgütlülüğü faşizmi yenecek” şiarı ile bir araya geldiğini belirtti.

‘YENİ BİR DEVRİMİ İNŞA ETMEK İÇİN BİR ARADAYIZ’

Berna Ünsal (MKP-Maoist Komünist Parti): Öncelikle tüm halklarımızı komünist coşku ile selamlıyoruz. Dünyada tüm ezilen emekçi kadınların mücadele günü olan 8 Mart’ı kutluyoruz. Emperyalist, gerici devlet yapılarının işbirlikçisi AKP’nin önderliğinde faşist Türk ordusunun Ortadoğu’da Bakurê Kurdistan’da ve Türkiye’de ezilen tüm sınıf, ulus, inanç ve cinslere karşı sömürü ve katliamları hız kesmeden devam etmektedir. Ve yine Türkiye’de, Bakurê Kurdistan’da, Ortadoğu’da günlük değişen siyasi gündem, devrimci hareketleri, farklı mücadele biçimlerini denemeye ve devrimci savaşı yükseltmeye çağırıyoruz. Ezilenin ezileni biz kadınlar, erkek egemenlikli tüm sistemleri yıkıp ve yeni bir devrimi inşa etmek için bir aradayız. İnsanlığın ayaklar altına alınıp cins ayrımıyla köleleştirilen ataerkil sistemi yıkıp, yerine demokratik, özgürlükçü sistemi kurmak için buradayız.

Maoist kadınlar olarak, biz bileşik mücadelenin stratejik öneminin farkındayız. Bu temelde ezilen tüm kadınlarımızı birleşik devrim hareketinde örgütlenmeye, mücadeleye çağırıyoruz. Baharı tüm renkli ve coşkun seliyle büyük bir seferberlik ruhuyla karşılayalım. Kadınlar iktidar, kadınlar yönetime şiarıyla örgütlenelim, savaşalım, kazanalım ve kendi kaderimizi kendi ellerimizle kuralım.

‘EĞER BİR ÖZGÜRLÜK OLACAKSA BU KADININ BİRLİKTELİĞİ İLE SAĞLANACAKTIR’

Ronahî Rizgar (PAJK – Partiya Azadiya Jinên Kurdistan): Her şeyden önce 8 Mart’ı kadının özgürlüğü için büyük bir emek harcayan Önderliğimize, erkek egemen zihniyete karşı amansız bir savaş vererek özgürlük uğrunda şehit düşen devrim şehitlerine, erkek egemenliğine karşı direnen ve savaşan tüm kadın yoldaşlarımıza kutluyoruz. Kadın özgürlük mücadelesi bugün daha da büyümekte ve gelişmektedir. Kadınlar; ‘kadınların örgütlülüğü faşizmi yenecek’ şiarı ile bir araya geliyor. Eğer bir özgürlük olacaksa bu kadının birlikteliği ile sağlanacaktır. Kapitalist sistem her gün kadını hedef alan saldırılarla topluma saldırmaktadır. Topluma karşı geliştirilen bu yönelimleri ancak kadının kolektif birlikteliği bertaraf edecektir. KBDH da bu temelde oluşturuldu. Bundan dolayı tüm kadınlar kendilerini bu birliktelik içinde görmelidir.

KBDH yüzyıllarca direnmiş, mücadele yürütmüş, emek ve bedel vermiş kadınların mirası ile kendisini örgütlemiştir. Kadın binlerce yıl yok sayılmış, baskı altında tutulmuş, katledilmiş, yaşamın hiçbir alanında kadına yer verilmemiştir. Adeta kadının krizli bir kimlik haline gelmesi için her şey yapılmıştır. Böylesi bir gerçeklik karşısında kadının yürüteceği her türlü mücadele meşrudur. Silahlı mücadele de bunun bir parçasıdır ama sadece böyle ele almamalıyız. Bugün kadın şehirlerde, dağlarda, Kürdistan’da, Türkiye’de faşizme karşı çok önemli bir mücadele yürütmekte, savaşmaktadır. Kadınlar yalnızca kendileri için mücadele yürütmemektedir. Kendisi ile birlikte toplumun özgürlüğü için de mücadele yürütmektedir. Kadın kendi kimliğini koruduğu, sahiplendiği ve kendi kimliği ile varlık kazandığı oranda toplumun özgürlüğünü yaratabilir. Bu yüzden kadınlar sadece sisteme karşı değil, verili egemen zihniyete karşı mücadele yürütmelidir. Bu 8 Mart’ a verilecek en anlamlı cevap olacaktır.

‘ERKEK EGEMENLİĞİNİN HER MEVZİSİNE KARŞI SAVAŞACAĞIZ’

Zeynep Aziz (KKB – Kadın Komünarlar Birliği): Kadınların 8 Mart’ını kutluyorum. KBDH’yi aslında yüzlerce yıl kadın kurtuluş mücadelesi veren kadınların yarattığı emek oluşturdu diyebiliriz. Bu birliktelik kadınların direniş mücadelesinin bir mirasıdır. Biz de bu mirastan aldığımız güçle erkek egemenliğine karşı mücadele yürütecek ve bu egemenliği yıkacağız.

Bugün kapitalist sistem ile birlikte toplum en vahşi günleri yaşıyor ve bundan en fazla kadın etkileniyor. Kadın, bu sistem karşısında amansız bir mücadele yürütmelidir. Bu anlamda erkek egemenliğinin her mevzisine karşı savaşacağız. Şunu unutmayalım bugün Türkiye’de AKP faşizmi en çok kadını vuruyor. Bizler buna izin vermeyeceğiz. Mücadele yürüteceğiz. Bu bir başlangıçtır. Pratiğimiz ile bu mücadeleyi yükselteceğiz. Dili dini sınıfı statüsü ne olursa olsun tüm kadınlar kendisini bu mücadelenin içinde görmelidir.

‘8 MART DİRENİŞİN SEMBOLÜDÜR VE HER GÜNE YAYILMALIDIR’

Jiyan Canfeda (Partiya Azadiya Jinên Kurdistan): Öncelikle tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyoruz. Kadınlar yaşamlarının her anında bir mücadele içerisinde bulunmuştur. Tabii bu mücadelenin örgütlü olması ve birliktelik sağlaması çok önemli ve anlamlıdır. Biz bu buluşmayı büyük bir başarı olarak ele alıyoruz. Kadınların örgütlü mücadelesi her zaman başarı sağlamıştır ve her zaman erkek tarafında gerçekleştirilen tüm yönelimler bertaraf etmiştir. Bu birleşim faşizme en büyük cevap niteliğindedir. Kadınlar direniş kültürüne sahip çıkmalıdır. New York’ta yaşanan katliam tüm kadınların katledilmesidir. Kadınlar bunu böyle ele almalıdır. 8 Mart direnişin sembolüdür ve her güne yayılmalıdır. Bu yüzden kadınlar nerede olursa olsunlar mücadeleden asla geri adım atmamalıdırlar. Yaşamın her alanında örgütlenmeli, kendisini ve toplumu bu örgütlülük ile özgürleştirmelidir.

‘KADINLARIN MÜCADELESİ HİÇBİR ZAMAN PARÇALI OLMAMALI’

Dicle Gever (Partiya Azadiya Jinên Kurdistan): 8 Mart tüm kadınlar için çok anlamlı ve kutsal bir gündür. Bize Kadın Kurtuluş İdeolojisi’ni armağan eden Önderliğimizin, dağlarda ve şehirlerde hiçbir zulme boyun eğmeden savaşan, mücadele eden ve bu uğurda şahadete ulaşan tüm devrim şehitlerimizi ve bugün dünyanın her yerinde mücadele içerisinde olan, başkaldıran ve savaşan kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyoruz.

Kadınlar meşru savunma yöntemlerinden yalnızca silahlı örgütlenmeyi anlamamalıdır. Elbette askeri yöntem meşru savunmanın en temel yöntemlerindendir ama bunun yanında siyasal-sosyal alanda da en iyi şekilde kedisini örgütlemelidir. Kadınların mücadelesi hiçbir zaman parçalı olmamalıdır. Her zaman ve her yerde örgütlü bir duruş sergilemelidirler. Bugün her yerde kadına dönük bir saldırı söz konusu. Kadınlar kendi öz güçlerine dayanarak tüm bu saldırıları bertaraf edebilmelidirler. En temel savunma yöntemleri ise örgütlülük olmalıdır. Çünkü kadınlar örgütlü güç oldukları sürece özgürlüğe daha yakın olurlar. Bir de öyle bir dönemde yaşıyoruz ki kadın yaşamın her alanında erkek egemenliğin tehditleri ile karşı karşıya kalmaktadır. Öyleyse kadında yaşamın her alanında kendisini korumak ve savunmak zorundadır. Bu anlamda kadın kendi iradesine dönük her türlü saldırı karşısında her türlü yöntem ile mücadele yürütebilmelidir. Öz gücü ve iradesi ile hem kendi özgürlüğüne hem de toplumun özgürlüğüne sahip çıkmalıdır.

‘KATLİAMLA DOLDURULAN MART AYINA KBDH İLE CEVAP OLMA’

Şafak Kızıldere: THKP-C / MLSPB: Öncelikle Serpil Polat şahsında tüm devrim şehitlerini saygı ile anıyoruz. Yarattıkları mücadeleyi devrim ile taçlandırma sözümüzü yeniliyoruz. 2017 yılı yeni bir mücadele yılının başlangıcıdır. Hiç şüphesiz 2017 yılı bir önceki yılların bir sonraki sürecini belirleyecektir. KBDH’nin ilanın Mart ayında yapılmış olması şüphesiz bir tesadüf değildir. Çünkü Mart ayı faşist saldırılara karşı mücadelenin en yoğun yaşandığı ayların başında geliyor. Bu anlamıyla Mart ayı direnişlerin tarihe en büyük imzaları attığı dönemdir. Tarihsel mücadele döneminde Mart ayı özel bir yerde durmaktadır. Bu ayda düğümlenen tarihsel günler de vardır. 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar günü, 12 Mart faşist askeri darbe, 12-14 Mart Gazi ve Ümraniye Katliamı, 16 Mart 1978 İstanbul Üniversitesi Katliamı vardır. Kürt halkının özgürlük mücadelesinde önemli tarihler vardır; 16 Mart Halepçe Katliamı, 21 Mart Newroz Bayramı gibi. Yine Türkiye devrim hareketi için ve özellikle bizim için tarihi önemde olan 30 Mart 1972 yılında Kızıldere’de şehit düşürülen Mahir Çayan ve yoldaşlarımızın katliamı vardır.

Bugün de faşizm aynı şiddet ile saldırmaktadır. Faşizmin kaynağı aynıdır. Bunun karşısında bizlerin eşit, özgür, insanca yaşam talebi daha da büyümektedir. Emperyalist-kapitalist sistemin bir halkası olan yeni sömürge ülke ve bunun üzerinden şekil almış süreklilik arz etmektedir. Kadının bir cins olarak ezilmesi sömürülen sınıfların ezilmesinin açığa çıkmasıyla başlar. Kapitalist toplumda da en gelişkin halini alır. Bugün ise AKP’nin tüm yasaları, politikaları, gerici ve faşist toplumsal örgütlenmeleri bizlere bir kere daha göstermektedir ki, kadınlara yönelik imha savaşı açılmıştır. Diğer yandan ise devlet destekli faşist kurumlarda, hapishanelerde, eğitim alanlarında çocuklara tecavüz edilmekte ve tehdit ile edilmektedir. Bu da bize erkek egemen faşizminin yaşamın her alanında korunarak titizlikle kadınlara yöneldiğini gösteriyor. AKP evlerde, işyerlerinde, görünen ve görünmeyen her alanda eril zihniyet olan, kadına yönelik bütün şiddet ve işkencelerin temsiliyeti ve sorumlusudur. Kadın cinsinin kurtuluş mücadelesi toplumsal yapının sınıfsal eşitsizliğinin aşılması, sınıfsal bazda çözülmesiyle ve yaratılacak olan toplumsal yapıda da sosyalizmi yaratarak sonuç alabilir. Biz şunu biliyoruz, kadın kurtulmadan toplum kurtulmaz, özgürlük olmadan da eşitlik sağlanmaz. KBDH olarak, toplumda kadına yönelik her türlü saldırıya karşı kadınların meşru yöntemlerini geliştirerek, toplumda kadına yönelik bütün katliamları ve patriarkal devletin bütün faşist politikalarını alt üst edebilmek için kullanabileceğimiz bütün araçları kullanarak, haklı ve meşru savaşımızda öncü olma kararlılığındayız. Tarihin düğüm noktası da buradan geçmektedir. İnsanlığın yaşadığı bu kapitalist barbarlığı ancak kadın öncülüğünde yok edebiliriz. AKP’nin ne sokak infazları ne tutuklamaları ne de farklı politikaları bizleri mücadelemizden alıkoyamayacaktır. Kadınlar öncülüğünde bir devrim gerçekleşecek ve tarihin akışını değiştiremeyecekler.

‘HAKLI BİR BÖLÜCÜLÜĞÜN YARATICISI OLMA İDDİASI’

Bizlere ‘bölücü’ diyorlar; doğru, haklılar. Çünkü bizler Erdoğan’ın saltanatını bölüp, parçalayıp yerine eşit, özgür, insanca yaşayabileceğimiz kadın öncülüğünde dünya inşa edeceğiz. ‘Zafer devrim, zafer’ şiarıyla mücadele yürüteceğiz. Bizler aslında kaybettiğimiz yerde mücadeleye başlayacağız. Bizler özgürlüğü için zafere ilerleyenleriz. Şunu çok iyi biliyoruz; bugünü yaratmadan geleceği kuramayız. KBDH olarak tüm kadınları bileşik kadın mücadelesinde örgütlenmeye, bu haklı ve meşru mücadeleyi zaferle taçlandırmaya çağırıyoruz.