Üç kadın için "Onlar büyüyen kadın özgürlük mücadelesinin dünden yarına bir köprü gibi uzanan temsilcileri oldular" denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Paris Katliamı'nın dördüncü yılında adalet talebimiz hâlâ sokaklarda yükseliyor. Paris'in orta yerinde güpegündüz işlenen bu katliamın yıl dönümüne günler kala görünen tek tetikçi sıradan gösterilen bir ölümle ortadan kaldırıldı. Katliama olan öfkemiz, adaletin sağlanmadığı ve gerçek sorumluların açığa çıkarılmadığı koşullarda dinmemişken, tetikçinin ölümü üzerinden davanın muamma bir sürece sürüklenmesi öfkemizi daha da büyütüyor. Fakat bu davanın takipçileri ve adalet arayışçıları olarak, bu duruma teslim olmayacağız.

AKP-Erdoğan iktidarı Türkiye ve Kürdistan'da amansız bir saldırganlıkla halklarımızı, kadınları, gençleri ve tüm ezilenleri teslim almaya çalışıyor. DAİŞ eliyle gerçekleştirilen saldırılar ile kitle katliamları sıradanlaştırılmaya, eğlenmek isteyen insanların bir araya gelişleri dahi yaratılan korku ortamıyla yasaklanmaya çalışılıyor. Kadınlara yönelik saldırılar ise dizginsiz sürüyor. Politik kadınlara yönelik saldırı ve katliamlar kadın isyanının önüne geçmek içindir.

Tıpkı 9 Ocak günü Kürt Enformasyon Bürosu’nda gerçekleşen katliamda verilmek istenen mesajda olduğu gibidir gerçek. Onları katleden eller, hain pazarlıklarla kirli işbirliğinin tetikçiliğini yaptılar. Bu katliam ne Türk sömürgeciliğinden ne de başta Fransa devleti olmak üzere Avrupalı emperyalistlerin kirli pazarlık politikalarından bağımsızdır.

Katledilenlerden Sakine Cansız, PKK'nin kurucu üyelerinden, 12 Eylül döneminde Diyarbakır zindanlarında işkenceye karşı direnişiyle de tanınan devrimci bir kadındır. Fidan Doğan, KNK Paris temsilcisi, Leyla Şaylemez ise militan, genç Kürt kadınlarından biridir."

'KÜRDÜN ÖZGÜRLÜĞÜ VE KADININ UYANIŞI HEDEFLENDİ'

Paris Katliamı'yla Kürt halkının özgürlüğü gibi kadınların uyanması ve ayağa kalkmasının da hedeflendiğinin vurgulandığı açıklamada, "Yıllarca sindirilen-susturulan Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesi ile dirilişini ve sömürgeciliğe karşı bir kadın barikatı oluşunu hazmedemeyen faşizm, bu saldırı ile bir kez daha kirli yöntemlerden medet umma arayışında olmuştu. Ama nafile çabalar! İşte o günden bu yana sokakları terk etmeyen kadınların mücadeleleri ortadadır" denildi.

Açıklamada şunlar da kaydedildi:

"Sakine, Fidan, Leyla, Yeliz, Şirin, Sêvê, Pakize, Fatma, Günay, Dilek, Dilan, Ekin... İsimleri kadın özgürlük mücadelemizin baş eğmeyen simgeleri olarak her daim yaşatılacak onur abidelerimiz… Onlar; Yeliz ve Şirin olup kuşatmalarda amansız bir direnişin sembolü oldular, Ekin Wan olup bedenleri ile onurun temsilcisi oldular; Sêvê, Pakize ve Fatma olanlar halkının yanında isyanı büyüten oldular… Ve daha niceleri kavgadaşlığı ile bu zulüm karargahlarını yerle bir edecekler…

Biliyoruz ki, özgürlük ve eşitlik isteyen güçlerin mücadelesi gerçek adaleti sağlayacaktır… Fakat karanlığın bekçileri bilmelidir ki: sıktığınız her bir mermi kadınların daha güçlü serhildanları ile size geri dönecektir…

Biz kadınlar; bir sabah yitimi gibi kaybettiklerimizin matemine bürünmüyoruz…

Biz kadınlar; sokak sokak büyüyen eylemlerimizle, şehir şehir, ülke ülke kadın katliamlarına karşı kapı eşiklerini dövüyoruz…

EYLEM ÇAĞRISI

Dördüncü yılında, Paris Katliamı'nın faillerinin açıklanması ve adaletin sağlanması için, Türkiye ve Kürdistan’da süren katliamlara güçlü bir ses olup 'hayır' demek için, Avrupa’da yaşayan tüm göçmen kadınları 7 Ocak günü Paris’te buluşmaya çağırıyoruz."