KJK: Şengal’e saldırı KDP ve AKP’nin ittifakı ile yapılıyor

KJK Koordinasyonu, 3 Mart günü Şengal’de yapılan saldırının Rojava’yı bırakıp kaçarak Güneye gelen ve Türk istihbaratı tarafından eğitilenler, DAİŞ ve Türk çetelerinin ortaklığı ile yapıldığını belirtti.

KJK, Şengal’deki Êzîdî Kürt halkına yönelik saldırıların KDP ve AKP’nin gizli ittifakı ile yapıldığını belirtti.

KJK Koordinasyonu, 3 Mart günü Şengal’de yapılan saldırının Rojava’yı bırakıp kaçarak Güneye gelen ve Türk istihbaratı tarafından eğitilenler, DAİŞ ve Türk çetelerinin ortaklığı ile yapıldığını belirtti.

Saldırıya ilişkin yazılı açıklama yapan KJK, Kürt halkına bu saldırına karşı duyarlılık çağrısında bulundu.

KJK Koordinasyonu açıklamasında şöyle denildi:

ŞENGAL’E KARŞI YENİ BİR PLAN DEVREDE

Êzîdî halkımıza ve Şengal topraklarına karşı geliştirilen bu saldırı ile Şengal’e yönelik yeni bir ferman devreye konulmak istenmektedir. 3 Ağustos 2014’te DAİŞ, Şengal’e saldırdığında peşmergeler Êzîdî halkını korumadı ve Şengal’i DAİŞ’e teslim etti. Bunun sonucunda binlerce Ezidi katledildi, dünyanın dört bir tarafına göç etmek zorunda kaldı, binlerce Şengalli kadın DAİŞ tarafından esir alındı, tecavüze uğradı, köle pazarlarında satıldı. Binlerce Êzîdînin hala akıbeti bilinmemektedir. Hala kurtarılmayı bekleyen Şengal köyleri ve binlerce Ezidi kadını var. DAİŞ saldırdığında peşmergeler bırakıp kaçtığında gerilla güçlerimizin kahramanca direnişi ile binlerce Şengalli katledilmekten kurtarıldı, Şengal topraklarının büyük bölümü DAİŞ’in işgalinden özgürleştirildi. 3 Ağustos 2014’de DAİŞ’e Şengal teslim edilerek Êzîdîlerin son ferman ile tümden imha edilmesi amaçlanmıştı. Ancak gerillanın Şengal’i kurtarmasıyla bu fermanın başarıya ulaşması engellendi. Rojava peşmergeleri adı altında Türk çeteleri tarafından 3 Mart’ta Xanesor’a yapılan bu son saldırı ile aslında 3 Ağustos 2014’te başarılamayan katliam ve işgal tamamlanmak istenmektedir. Ancak artık Şengal halkının bir siyasi iradesi ve öz savunma güçleri oluşmuştur. Ezidi halkımız, her türlü saldırı karşısında Şengal’i savunacak bilinç ve örgütlülüğü yakalamıştır. Halkımızın ulusal birlik ruhuyla nerede olursa olsun ulusal birliğine karşı gelişecek her türlü saldırıya karşı duracak iradesi açığa çıkmıştır.

Gerilla güçlerimizin kahramanca direnişi ile Şengal’in DAİŞ’in elinden kurtarılması ardından Ezidi halkımız topraklarına dönmüş, meclisini örgütleyerek kendini yönetme iradesini açığa çıkarmıştır. YJŞ ve YBŞ öz savunma güçlerini oluşturarak her türlü saldırı karşısında kendisini savunacak düzeye ulaşmıştır. Hala DAİŞ’in saldırma tehlikesi vardır. Tam da böylesi bir dönemde ‘Roj peşmergeleri’nin bu saldırısı Êzîdî  fermanını tamamlar niteliktedir.’’

ŞENGAL’İN İRADESİNİ KIRMAK İSTİYORLAR

KJK, Şengal’in kendi geleceğini kendi iradesi ile belirlemesinden, kendisini yönetmesinden ve savunmasından rahatsız olan güçlerin bu iradeyi kırmak için saldırı başlattığını belirti. Açıklama şöyle devam ediyor:

Şengal’e saldırarak bu iradeyi kırmak istemektedirler. Bunun için 3 Mart sabahı Şengal’e saldırı yapılmıştır. Çeteler eliyle gerçekleştirilen bu saldırı 74. Fermanın tamamlanması girişimidir. Ezidi halkımıza yönelik geliştirilen bu saldırı; sadece Ezidi halkımıza karşı değil, Kürt halkının ulusal birliğine ve geleceğine yapılan bir saldırıdır. Kürt düşmanı olan Türk devletine bağlı çeteler eliyle ve Erdoğan-Barzani arasındaki kirli planların sonucunda bu saldırının geliştirildiği açıktır.

Mesut Barzani’nin Erdoğan ve Binali Yıldırım ile görüşmesine ilişkin resmi hiçbir açıklama yapılmamıştır. Bu da gizli ittifak ve planların olduğunu ortaya koymaktadır. Bu görüşmelerin hemen ardından Medya Savunma Alanlarına hava saldırılarının yoğunlaşması, Minbiç’e Türk ordusunun ve çetelerinin saldırması ve Şengal’e yönelik bu saldırının geliştirilmesi Barzani-Erdoğan görüşmesinin perde arkasındaki planların ne olduğunu deşifre etmiştir. Bu görüşmede yapılan gizli ittifakla Özgürlük Hareketimize, Rojava ve Şengal’e karşı yeni bir saldırı konseptinin devreye konulduğu açığa çıkmıştır.

Tarihini Kürtlerin inkarı ve imhası üzerinden şekillendiren Erdoğan faşist rejimi ile kirli ittifaklarla hareket edilmesinin Kürt ulusal birliğine, özgür geleceğine ve tarihine ihanet olduğunu halkımız görmektedir. Kürt halkı artık başkasının askeri ve işbirlikçisi olmayacaktır. Ulusal çıkarlarına, birliğine ihaneti ve karşıtlığı kabul etmemektedir. Bu tür kirli ittifaklar içine girenlere de hak ettiği tarihi dersi verecektir. Özgürlük Hareketimizin ulusal kongrenin toplanması ve halkımızın özgür geleceğini kazanmak, her parçada siyasi statüsünü garantiye alacak çözümü geliştirmek için tüm siyasi partileri ulusal birliğe çağırdığı tarihi bir süreçte Kürt halkının düşmanı Türk devleti ile gizli planlara ortak olmayı halkımızın kabul etmesi beklenemez. Bunun KDP başta olmak üzere hiçbir Kürt siyasi partisine bir yararı yoktur. Bir an önce bu kirli ittifaktan vazgeçilmesi ve Kürt ulusal birliği ve çıkarları etrafında birleşmek için herkesin siyasi tutum belirlemesi gerekmektedir. KDP, Şengal’in işgal edilmesi girişimine bir an önce son vermeli, Türklerin devşirmesi olan ihanet çete gruplarını Xanesor’dan çekmelidir. Halkımız, KDP’den Şengal’de katledilenlerin ve Şengal’in kurtarılması için kendisini feda eden şehitlerin anısına saygı göstermesini beklemektedir.  Rojavapeşmergeleri adı altında Türk devletinin eğittiği çetelerin sözde Şengal’i savunmasına ihtiyacı yoktur.

NUJİYAN VE ARKADAŞLARININ BİR AN ÖNCE SAĞLIKLARINA KAVUŞMALARINI DİLİYORUZ

Xanesor’un işgal edilmesi girişimi karşısında Ezidi analarımızın, YJŞ ve YBŞ savaşçılarının sergilediği yurtseverlik tutumunu selamlıyoruz. Saldırı sırasında şehit düşen YBŞ savaşçısının anısı önünde saygıyla eğiliyor, mücadelesine sahip çıkacağımızı belirtiyoruz. Ailesine ve Ezidi halkımıza başsağlığı diliyoruz. Çatışmada yaralanan YBŞ savaşçılarına ve halka gerçeği yansıtmak isteyen gazeteci Nujiyan ve arkadaşlarının bir an önce sağlıklarına kavuşmasını diliyoruz.

Bir yandan halka, kamuoyuna gerçekleri yansıtmak için Nujiyan arkadaşımız gibi hayatlarını riske atan gazetecilerin yanında gerçekleri çarpıtan Rudaw gibi medya organları karşısında halkımızın duyarlı olması ve tutum sahibi olması gerekmektedir.

ŞENGAL’E SAHİP ÇIKILMALI

Tüm Êzîdîler başta olmak üzere halkımızın bulunduğu her yerde Şengal’e sahip çıkması, bu kirli plan ve ittifakı boşa çıkarmak için ulusal birlik ruhuyla her yerde tavrını ortaya koyması gerekmektedir. Başta Güney Kürdistan’daki siyasi partiler, kadın kurumları, şahsiyetler olmak üzere tüm siyasi güçlere Erdoğan-AKP faşist rejiminin bu kirli planlarına karşı tavır alması, Şengal halkının kendi kaderini belirlemesi, kendi iradesi ve mekanizmalarıyla kendisini yönetmesi ve savunmasına destek vermeleri çağrısında bulunuyoruz.  Başur peşmergeleri Saddam gibi faşist ve diktatörlere karşı direnmiş ve halkını savunmuştur. Halkımız Peşmergenin bu süreçte de Kürt halkının savunmasında ulusal tutum sahibi olmasını beklemektedir. Peşmerge güçlerinin Kürt halkının ulusal çıkarlarını esas almasını ve Şengal’e yönelik geliştirilmek istenen bu kirli plan karşısında oyuna gelmemesini bekliyoruz.

Halkımız Erdoğan faşist rejiminin Minbiç, Şengal ve Medya Savunma alanlarına karşı başlattığı yeni saldırılar ve bunun etrafında oluşturduğu kirli ittifaklar karşısında duyarlı olmalı, ulusal birliğine, kazanımlarına ve değerlerine sahip çıkmalıdır. Kadınlar ve gençler öncülüğünde her yerde eylem halinde olmalı, Önder APO ve Özgürlük Hareketimiz etrafında kenetlenmelidir. Kürtleri birbiriyle çatıştırma siyaseti karşısında ulusal birliğini güçlendirmelidir. Kürt kadınları Şengal’li analarımız gibi, ulusal değerlerini, kutsal topraklarını savunmada en önde yer almalı, faşist çetelere karşı her yerde eylemde olmalıdır. Tüm kadın örgütlerinin ve kadınların 8 Mart’ı karşıladığımız bu günlerde Şengal’i daha fazla sahiplenmesini bunun için tutumlarını, eylemlilik içinde olmalarını bekliyoruz.