Kuzey Amerika Rojava Dostları: Rojava devrimi kadınlarını selamlıyoruz

Kuzey Amerika Rojava Dostları Dayanışma Ağı, 8 Mart 2017 Uluslararası Kadınlar Günü vesilesiyle Rojava Devrimi kadınlarını selamladı.

Kuzey Amerika Rojava Dostları, 8 Mart vesilesiyle Rojava devriminin kadınlarını selamladı.

Yazılı bir açıklama yapan Kuzey Amerika Rojava Dostları Dayanışma Ağı, 8 Mart 2017 Uluslararası Kadınlar Günü vesilesiyle Rojava Devrimi kadınlarını selamladı.

Kürt özgülük hareketinin dünyadaki en büyük etkili ve ilham verici feminist hareketlerden birine öncülük ettiği belirtilen açıklamada, “ABD, Rusya, Türkiye ve IŞİD kontrolündeki bölgelerde de gördüğümüz üzere dünyanın dört bir yanında erkek egemen şiddet ve iktidar yükselirken, Kuzey Suriye’deki kadın hareketlerinin başarısı bu trendin karşısında duruyor.

Kuzey Suriye’deki feminist hareket, erkek egemenliğini sona erdirmeye yönelik fikirlerini muazzam engellere rağmen pratiğe dönüştürüyor. Rojava dostları olarak, yalnızca Batılı erkekleri ilerici küresel değişimin öncüleri olarak gören veya feminizm ile kadınların güçlenmesinin batılı emperyalist araçlar olduğunu iddia eden cinsiyetçi Oryantalizmi reddediyoruz. Suriye’deki feminist kardeşlerimizin önderliğini yaptığı küresel kurtuluş hareketiyle dayanışmamızdan mutluluk duyuyoruz.

Batı basını IŞİD’e karşı ön cephelerde savaşan YPJ bünyesindeki 10000 kadın savaşçıdan ve Kürt öncülüğündeki güçler tarafından IŞİD’in seks köleliğinden kurtarılıp yeni bir milis gücü oluşturan Êzidî kadınlardan çok etkilendi. Ancak bu gazeteci ve yorumcular ya bu kadınların ne için savaştığını görmezden geldi ya da motivasyonlarını ‘aşağılanmış kadınların intikamı’ olarak göstererek devrimci eylemlerini geri plana itti. Devrimi savunmak için silaha sarılan kadın yoldaşlarımızın olağanüstü cesareti ve derin fedakarlığı karşısında saygıyla eğiliyoruz. Rojava’daki kadınlar yalnızca silah tutmanın ötesinde ideolojik, psikolojik ve fiziksel manada bir ‘öz savunma’ stratejisi uyguluyor. Kadınlar ve erkekler toplumu kadınların baskı ve sömürüsüne dayalı yapılardan ve alışkanlıklardan kurtaran bir mücadele yürütüyor. Toplum katılım, eşitlik ve karşılıklı saygıya dayalı bir kamusal ve özel yaşama doğru ilerliyor. Bunun devam eden, karmaşık ve destek vermemiz gereken bir süreç olduğunun farkında olarak şu ana kadar elde edilen kazanımları takdir ediyoruz” dedi.

‘ROJAVA DEVRİMİ OTONOM ÖZ YÖNETİME DAYALI BİR SİSTEM İNŞA EDİYOR’

Rojava devriminin toplumun tamamen özgürleşmesinden kadınların siyasi güce sahip olmasını merkeze koyduğu da kaydedilen Kuzey Amerika Rojava Dostları Dayanışma Ağı açıklamasında şunlara yer verildi: “Böylece Rojava halkları kadınların otonom öz yönetimine dayalı bir sistem inşa ediyor. Kadın konseyleri kadınları ilgilendiren her mesele üzerinde kontrolü elde tutuyor ve tüm yönetimin kararlarını veto edebiliyor. Bütün liderlik pozisyonları bir kadın ve bir erkek tarafından paylaşılıyor ve konsey ve hareket yapılarının hepsinde en az yüzde 40 kadın bulunması gerekiyor. Kadın savunma komiteleri çocuk evliliklerini ve ev içi şiddeti yasaklayan yeni kanunları uyguluyor. Adalet sistemi, kadına şiddet davalarına bakan kadın komitelerini de içeren uzlaşma komitelerine dönüşüyor. Kadınlar, siyasi gücün yanı sıra kadın öncülüğündeki kooperatiflerin kurulmasıyla ekonomik güce de kavuşuyor. Kadının güçlenmesi hayatın her alanında kendini gösteriyor.

Rojava, IŞİD’den, Esad’dan ve kadın düşmanlığıyla ün yapmış müttefiklerinden gelen ölümcül tehditlerin yanı sıra faşist Türk devletinin günlük saldırılarıyla da karşı karşıya. Türkiye’deki devrimci kadınlar da kendi yaşamlarını, emeklerini ve kültürlerini kolektif olarak kontrol etme özgürlüğü için mücadele veriyor. Her gün kadın gazeteciler ve siyasi liderler hapse atılıp işkence görüyor. Kadın aktivistlerin bedenleri ordu tarafından çıplak olarak sokaklarda bırakılıyor, onlarcası bodrumlarda yakılarak öldürülüyor, seçilmiş kadın yetkililer görevden alınıp yerlerine erkek devlet görevlileri atanıyor. Türkiye’nin güneyinde kadının güçlenmesinde en fazla yol alınan Kürt şehirleri kuşatma ve askeri kontrol altına alınıyor. NATO müttefiki Türkiye kadınların insan haklarını ayaklar altına alırken, küresel olarak kadın eşitliği için mücadele ettiğini iddia eden ABD ve Avrupa’nın ses çıkarmamasından büyük rahatsızlık duyuyoruz.

Kadın haklarının ve özgürlüğünün bu karanlık çağlarında verdikleri mücadele için Rojavalı kadınları selamlıyoruz. Rojavalı kadınlar hepimize dünyamızın nasıl olabileceğini gösteriyor: Eşitlik ve saygıya dayalı bir dünya, cinsiyet baskısının, tecavüzün, ev içi şiddetin ve hak mahrumiyetinin olmadığı bir dünya, köhne erkek egemen yapıların kadın devrimiyle yerle bir edildiği bir dünya. Bu gelecek ve yeni dünya için, kendimizi Rojava’daki ve dünyanın geri kalanındaki kardeşlerimizin yanında canla başla mücadele etmeye adıyoruz. Özgürlüğün ışığının burada da bize ulaşmasını diliyoruz.”