‘Önderlikle mutlaka kazanacağız’ kampanyası İstanbul’da start aldı

TJA, Amed’den sonra İstanbul’da da "Önderlikle mutlaka kazanacağız" sloganıyla Öcalan kampanyasının ikinci aşamasının startını verdi.

Tevgera Jinên Azad (TJA) İstanbul bileşenleri de "Önderliğe, Toprağıma ve Özgürlüğüme Sahip Çıkıyorum" kampanyasının ikinci aşamasının startını verdi. "Önderlikle mutlaka kazanacağız" ismiyle devam edecek kampanyayı HDP Bağcılar İlçe Örgütü’nde düzenledikleri şölenle duyuran TJA’lılar, “Diktatörlüğe Hayır” deklarasyonunu da açıkladı. 

Salona, “Kadınlar diktatörlüğe hayır diyor” pankartı ile tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile milletvekillerinin fotoğrafları asıldı. TJA’lı kadınların rengarenk yöresel kıyafetleriyle katıldığı şölen salonunda kadınların el emeğiyle yaptığı takı ve ürünlerin bulunduğu stant da kuruldu. 

‘DİKTATÖRLÜĞÜ HAYIR’ DEKLARASYONU 

HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit’in de katıldığı şölende “Diktatörlüğe Hayır” deklarasyonunu TJA İstanbul Koordinasyon üyesi Hülya Avşar okudu. Deklarasyonda, şunlar kaydedildi: 

“Varlığını tek bir kişinin kanı dökülmesin diye kendini barışa adamış Sayın Abdullah Öcalan, diğer yandan iktidarını diktatörlükle kurtarmak için tabur tabur gençleri ölüme adayan bir hükümet gerçeğidir. Bu bir paradoks değil, mücadele ile aşılacak bir çelişkidir. 

15 Temmuz süreci ile başlayan darbeler süreci OHAL ile yönetilmekte ve asıl darbe referandum ile tamamlamak istemektedir. Bu süreç içinde Kürt kadını göçertilmiş, binlerce kadın emekçi işten atılmış, kayyum ile kadın seçilmişler ve yüzlerce kadın kurumu kapatılmış, barış için mücadele eden kadın akademisyenler, aydınlar, kadın parlamenterler tutuklanmıştır. Toplumun her alanımda militarize edilmiş erkeklik ile işgal talan ve gasp mümkündür. Faşizm erkek iktidarının çılgınlık halinde delirmesidir.

Başkanlık sisteminin tek gerekçesi, Kürt halkına karşı yeni bir savaş konsepti ve üzeri örtülmeye çalışılan yolsuzluklardır. Bu nedenle diktatörlük rejiminin ve demokratik cumhuriyet değerlerinde yaşamın güvenceye alınmasının temel yolu Kürt sorunun doğru temellerde çözüme kavuşmasıdır. Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne, fikirlerine ve ahlakına duyulan ihtiyacı gündeme almak gerekmektedir.

Biz kadınlar her türlü katliam, esaret, işkence ve saldırıya rağmen hakikatin mutlaka kazanacağına inanıyoruz. Serhildanlarda, dağlarda ve sokaklarda büyüttüğümüz özgürlüğümüzü hiçbir güç bizden alamaz. Bu temelde 'Önderliğe, Toprağıma ve Özgürlüğüme Sahip Çıkıyorum' kampanyamızın ikinci aşamasını 'Önderlikle mutlaka kazanacağız' ismi ile devam ettireceğiz. Diktatörler mutlaka kaybedecektir. Biz TJA’lı kadınlar, 'Diktatörlüğe Hayır' kampanyasını başlatıyor ve ‘özgürlük mutlaka kazanacak’ diyoruz. Bunun için tek renge karşı çok renkliliğin dilini, tek düşünceye karşı çoklu fikirleri haykıracağız. Sevgili kadınlar bu çağ bizim, bu özgürlük bizim, onurlu yaşam bizim, adalet biz, biz direnişiz.” 

BULDAN: ‘HAYIR’ DİYENLER DAHA GÜÇLÜ 

Deklarasyonun açıklanmasından sonra konuşan HDP’li Meclis Başkanvekili Pervin Buldan, “Kenan Evren’in hazırlamış olduğu 82 Anayasası Türkiye’ye kaybettirmekten başka bir şey getirmemiştir. Başta Kürtler olmak üzere Türkiye’de yaşayan farklı inançlar, farklı kimlikleri yok sayan bu Anayasa'nın elbette değişmesini istiyoruz. Ancak bir kez daha görüyoruz ki Kürtlerin, Türkiye halklarının, farklı kimliklerin inkar edildiği bir Anayasa gündemde. Bu Anayasa'nın AKP-MHP koalisyonuyla genel kuruldan geçtiği bir süreçte birlikte mücadele etmenin yol ve yöntemlerini bulmak ve aramak durumundayız” dedi. 

Yeni Anayasa'nın Türkiye’ye diktatörlük ve faşizm getireceğini belirten Buldan, "Hayır" diyenlerin daha güçlü ve mücadeleci olduğunu söyledi. Buldan, devamla şöyle konuştu: “Hayır diyen başka bir cephe daha var. CHP’nin 'Hayır' deme sebeplerini biliyoruz. Onların 'Hayır'ına da karşıyız, çünkü onlar da şu an yürürlükte olan Anayasa'nın hiçbir şekilde değişmesini, statükonun değişmesini istemedikleri için 'Hayır' diyorlar. Ancak bizim 'Hayır’ımız onlardan çok farklı. Biz yeni Anayasa'da Kürtleri, Alevileri, kadınları içine alacak farklı kimlikleri garanti altına alacak yeni bir Anayasa'dan bahsediyoruz. İşte bunun için bu kampanya önemli.” 

‘KAYBEDEN ERDOĞAN, KAZANAN TÜRKİYE HALKLARI OLACAK’

“Hayır dememiz için birçok sebebimiz var” diyen Buldan, şöyle dedi: “En büyük sebebimiz şu an İmralı Cezaevi’nde bulunan Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve özgürlüğüne kavuşması içindir. Cezaevinde bulunan milletvekillerimiz için, Ayla Akat Ata, Sebahat Tuncel için ‘Hayır’ diyeceğiz. Ahmet Türk için ‘Hayır’ diyeceğiz. Taybet Ana için ‘Hayır’ diyeceğiz. Tüm halkımızı güçlü bir motivasyonla çalışmalara katılmaya çağırıyoruz. Sandıktan ‘Hayır’ çıkarsa, bugüne kadar Kürtlere zulmeden Recep Tayyip Erdoğan kaybedecek. Kazanan da Türkiye halkları olacak.”

KOÇYİĞİT: EL ELE VERİP ÇALIŞIRSAK ONLARI SANDIĞA GÖMECEĞİZ

Buldan'ın ardından konuşan HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ise, Kürtlerin oyunun çok net olduğunu söyledi. Koçyiğit, “Kürtler 'Hayır 'diyor. Yaşamımız için 'Hayır' diyoruz. Bu ülkede eşitlik ve özgürlük için 'Hayır' diyoruz. Bu da Kürtlerin ‘Hayır’ında gizli. Bu ülkenin iyiliğini istiyorsan gel oyunu 'Hayır'dan yana kullan diyeceğiz. Ancak böyle el ele verip çalışırsak biz onları sandığa gömeceğiz ve inşallah da o sandıktan bir daha çıkamayacaklar. Buradan çıkınca hedeflediğimiz beş kişi olsun. Bu salondan çıkınca ‘Ben akşam şu beş kapıya gideceğim’ deyin. Böyle çalışmalı HDP’liler, direnler; ancak o zaman kazanırız, zaferi elde ederiz” diyerek, referandum sürecinde daha fazla çalışmak gerektiğine vurgu yaptı.

Şölen, kapatılan Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçısı Baran Bozyel ve Grup İsyan Ateşi’nin müzik dinletisi ve çekilen halaylarla son buldu.