'Özgür gelecek hayallerini mücadelemizde yaşatacağız'

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik komploya karşı 2006'da bedenini ateşe veren Viyan Soran’ı anan PAJK Koordinasyonu, “özgür gelecek hayallerini mücadelemizde yaşatma sözünü veriyoruz” dedi.

PAJK Koordinasyonu, özelde 15 Şubat komplosuna karşı genelde ise halka reva görülen soykırımlara karşı kinini ve intikamını belirterek, Önderlikle büyük yoldaşlık kuran Viyan Soran’ı anarak, mücadelesi önünde saygıyla eğildi. 

PAJK açıklamasında, “Kürdistan özgürlük mücadelemiz ve kadın özgürlük hareketimiz açısından Viyan Arkadaş Rêber APO’nun İmralı’da rehin alınmasından bu yana “Önderliksiz yaşam asla olmaz” şiarının takipçisi ve uygulayıcısı olmuştur. Önderliğe olan bağlılığı özgürlüğe olan tutkusundan ileri gelmekteydi. Çünkü Viyan arkadaş özgürlüğün anlamını ve arayışını, yolunu ve yordamını APOCU harekette görmüş yine özgürlüğün tadına ulaşmayı, özgürlük havasını solumayı Önder APO’nun felsefesini solumakta görmüştü. Onun için Önderlik üzerinde tecrit içinde tecrit geliştirilip zehirleme gündeme girerken bunlara karşı ilk tepkiyi, en büyük duyarlılığı Viyan arkadaş geliştirmiştir. Farklı eylem koşulları olmadığı için düşmana karşı var olan büyük öfkesini ve kinini başka eylem biçiminde gösterme imkanına sahip olmadıysa da, Viyan arkadaşın ruhen, düşünsel ve duygusal olarak Önder APO’ya olan şaşmaz bağlılığı, yaşam içindeki duruşu ve katılım biçimi bizim için çizgi düzeyindedir. Tam da düşmanlarımızın Önderliksiz bir yaşamı normalleştirerek Önderlikten fiziki uzaklığa bizleri alıştırmak istedikleri bir dönemde bu marjinal dayatmaları ret eden net tutumu hareketimizde genel bir duyarlılığa davet etmenin sembolü olmuştur. Bir daha 15 Şubat’ı karşılamayı göze alamayacak kadar kinle dolduğu kadar bu kara günü yüreğindeki ateşle aydınlatmak istedi. Kesinlikle bugün Önderliğimizin yaşamı ve koşulları söz konusu olunca APOCU militanların sergilediği büyük çıkışların ve en sert tavrı göstermenin altında Viyan arkadaşın Önderliği sahiplenmenin büyük çağırıcı gücü bulunmaktadır. Kuşkusuz o da “güneşimizi karartamazsınız” şiarıyla başlayan eylemselliklerin çağırıcı gücünün bir takipçisiydi.  

İmralı esareti başladığından bu yana kadın hareketi olarak Önderliğin fiziki özgürlüğünü kendi özgürlüğümüz olarak gördük ve bunu böyle görmeye devam edeceğiz. Viyan arkadaş da bu bilincin tetikleyicisi, bu anlamın kucaklayıcısı ve bu hedefin uygulayıcısı oldu. Çünkü tarihsel ve toplumsal olarak kadınla gerçek bir arkadaşlığı yapan ve yol gösterici olan, kadın gelişim sorunlarını temel bir sorun olarak görüp bunu aşmayı bir çizgi biçiminde esas alan ve kadın özgürlük mücadelesini bu hareketin baş tacı yapan bir Önderliğe kavuşmuştuk. İşte bunun anlamını derinden hisseden ve özümseyen Viyan arkadaş Önderlikle kadın arasındaki bu yoldaşlığı saf ve masum duyguları ile sistemin çıkar dünyasından arınmış zihniyeti ve anlam yüklü dünyası ile karşılıyordu. Ondandır ki kadın ile Önderlik arasındaki güçlü birlikteliğin dışında başka yaşam tercihleri dikkatini çekmedi ve buna hiçbir biçimde tenezzül etmedi” denildi.

PAJK Koordinasyonu açıklamasında şu hususlara da dikkat çekildi:

“Viyan arkadaş Başur’un direnişçi geleneğinden gelmiş Leyla Kasımlardan devraldığı yurtseverliğiyle büyümüş, katıldığı PKK saflarında Saraların ve Nudaların yoldaşı olmuş, Zilanların ve Semaların direniş özünü almış yaman bir militandı. O Süleymaniye’yi Botan’a taşırmış, Hewler’i Hewremanlaştırmış, Zaxo’yu Derik’le bütünleştirmiş yerelliği aşmış, düşmanın böl parçala yönet politikasına karşın yüreğinden kopan yurtseverlik duyguları ile ulusallığı yakalamış Kürdistani bir kadındı. En önemlisi de Viyan arkadaş Başur’da yaşanan Enfallere, göçlere, ölümlere ve talana karşı bir de düşmanla işbirliği halinde olan çizgiye karşı büyük bir kin içerisinde olup, sürekli olarak bunlardan intikam almanın amacı içerisinde olmasıydı. Bu açıdan komplolara karşı sergilediği tutum ve eylemi bunlardan kopuk bir eylem değildi. Eğer bugün Başur halkımızda bazı kıpırdanmalar yaşanıyorsa ve köle dayatmaları düşmanla işbirliği yapanlara karşı yurtseverlik esaslarında bir nebze de olsa karşı koyuş varsa yaşanan bu gelişmelerde kesinlikle asil evlatları olan Viyan gibi arkadaşların mücadelelerinin bir getirisidir. APOCU hareketi Başur’a taşırmak için yine acı çeken tüm kadınlara umut olma amacıyla kadın özgürlük hareketini bu kadim topraklarda geliştirmek için eşsiz çabaların sahibi oldu. Ama yine de daha gelişme yaratamadığı için kendini Başur karşısında borçlu gördü. Çünkü Viyan yoldaş da tıpkı Hakiler gibi bu halk için ne kadar emek verip kendini adasa da kendini borçlu gören bir hareketin anlayışında yorulmuştu.  

Bir kadın olarak Başur devrimine nasıl öncülük edeceğinin çabası içerisindeyken Rêber APO’nun “Başur devrimi kadın devrimidir” belirlemesi karşısında çocukça bir heyecana kapıldığı kadar, gençliğin dizginlenemez cesareti ve atılganlığıyla yine kadının duyarlı ruhu ile bu belirlemeye kendi cephesinden cevap olmaya söz vermiştir. Zaten katıldığı ilk günden beri kadın özgürlüğünün toplumun özgürlüğü olduğunun kıstasını büyük bir ciddiyetle karşılayarak kişiliğini ona göre yapılandırmıştır. Özgürleşme yolunda yapılması gereken her şeyi yapar, öncülük vasıflarına ulaşmak için gelişimin takipçisi ve zorlukların göğüsleyeni olurdu. Onun için o kadar cesur ve bir o kadar korkusuz ve radikal bir arkadaşımızdı. Partileşmedeki derinliğiyle, en üst düzeyde Önderlik çizgisini uygulamadaki keskin net tavırları ve güçlü yoldaşlığı ile PKK yeniden yapılanmasında en üst düzeyde görev ve sorumluluk almış her türden tasfiye planlarına karşın hakikatin militanlığını yapmıştır.

Bugün itibariyle Önderlik üzerinde var olan tehlike devam etmekte ve Kürt halkı için planlanan komplolar gözü dönmüş bir biçimde uygulanmak istenmektedir. Zulme karşı sessiz kalmayı donmuş akıl ve buz tutmuş vicdan olarak yorumlayan Viyan arkadaşın temel vasiyeti zulmü alt edecek direnişin yükseltilmesidir. Çünkü zulme sessiz kalmak olanları onaylamak anlamına gelmektedir. Mektuplarında düşmana karşı elinde taş atan çocukların mücadelesinin bile çok anlamlı olduğunu ve o çocukların gözlerinde umut gördüğünü belirterek herkese, her kesime ve her yöreye seslenerek hep birlikte sürece cevap olunması gerektiğini belirtmişti. Bugün itibariyle de Önderlik üzerinde var olan tehlikeler, halkımız üzerindeki soykırım ve öncü militanlar üzerinde imha operasyonları gerçekleşirken tam da böylesi bir dönemde Viyan gibi düşünsel olarak, vicdani olarak ve tüm hücreleri ile sürece cevap olunması gerekir. O zaman özgürlük mücadelemiz Viyan arkadaşın o çok sevdiği halaylar biçiminde coşku ile büyüyecek ve başarı ile adımlayacaktır. Bu açıdan başta Kürdistanlı kadınları ve duyarlı kamuoyunu, beyni ve yüreği insanlıktan yana olan herkesi süreci sahiplenmeye ve komploları Viyan gibi büyük bir kin ve intikamla karşılamaya çağırıyoruz. PAJK olarak da tarihte ender rastlanan bu büyük militan kişiliğin izinde olacağımıza ve özgür gelecek hayallerini mücadelemizde yaşatma sözünü veriyoruz.”