‘Tetikçinin ölmesi katliamın aydınlatılmasının önünde engel olmamalı’

Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in katil zanlısı olarak Fransa da yargılanan Ömer Güney’in 'ölümüne' ilişkin açıklama yapan KJK, “Güney’in davanın başlamasından önce ölmüş olması manidardır” dedi.

Tetikçi Ömer Güney’in ölümü veya öldürülmesiyle Paris katliamının aydınlatılmasının önünde engel olarak görülemeyeceğine dikkat çeken KJK açıklamasında, “Güney’in ölümü Paris katliamına ilişkin davanın kapatılmaya çalışıldığına ilişkin kuşkuları daha da derinleştirmiştir” denildi.  

‘FRANSA SİYASİ YAKLAŞMIŞTIR?’ 

KJK, Fransa devleti ve mahkemelerinin Paris davasına siyasi yaklaştığını belirterek, “katliamın Türk istihbaratı tarafından yapıldığını ortaya koyan belgelerin mevcut olmasına rağmen olay aydınlatılmamıştır” dedi. “Fransa devleti ve mahkemeleri olaya siyasi yaklaşmışlardır” diyen KJK, katliamın aydınlatılması için herkesin gereken sorumluluğu göstermesi gerektiğine vurgu yaptı.

KJK Koordinasyonu açıklamasında, “Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez yoldaşlarımızın katledilmesi üzerinden üç yıl geçti. Türk istihbaratına bağlı kişilerce katliamın gerçekleştirildiğine ilişkin ciddi delil, belge ve bilgilere ulaşılmasına ve suikastı bizzat gerçekleştirenlerden olan Ömer Güney tutuklu olmasına rağmen, üç yıldır Fransa mahkemeleri olayı aydınlatmamış, mahkemeyi başlatmamıştır. Hareketimizin, halkımızın, özelde kadınların tüm çağrı, talep ve eylemlerine rağmen, Fransa devleti ve mahkemeleri siyasi yaklaşmış, Türkiye ile politik ilişkilerini riske etmemiş ve Ömer Güney şahsında bu siyasi suikastın aydınlatılmasına vesile olacak yargılama sürecini başlatmamıştır” denildi.

 ‘GÜNEY’İN ÖLÜMÜ KUŞKULUDUR’ 

Tetikçi Ömer Güney’in davanın başlamasına bir ay kala ölümünün kuşkuları derinleştirdiğine dikkat çekilen KJK açıklamasında, son dönemlerde Türk devletinin Avrupa’daki Kürt siyasetçilerine karşı yeni katliam hazırlıkları yaptığı hatırlatılarak, “Türk istihbaratı MİT’in başta Almanya olmak üzere Avrupa’daki faaliyetleri, binlerce elemanının çalışma içinde olduğu ve Kürt Özgürlük Hareketinin yöneticileri ve Kürt siyasetçilerine yönelik suikast planları yaptıkları deşifre olmuştur” denildi.  

KJK açıklamasının devamında şu ifadelere yer verildi: “Bu konuda Almanya’nın bazı derneklere ve kişilere yönelik geliştirdiği operasyonlarda da bununla ilgili ciddi belgeler ele geçirilmiştir. Bazı kişiler tarafından verilen önemli bilgiler de elde edilmiştir. Türkiye istihbaratı MİT’in Avrupa’daki Kürt siyasetçiler ve Özgürlük Hareketimize karşı yürüttüğü bu kirli ve tehlikeli faaliyetlerinin 9 Ocak 2013’te Paris’te Sara, Rojbin ve Ronahi yoldaşlarımıza karşı gerçekleştirilen suikastla bağlarının olduğu açığa çıkmaktadır. MİT’in Kürt Özgürlük Hareketimize ve Kürt siyasetçilere yönelik bu düzeyde ciddi faaliyetlerinin deşifre olmasına ve Ömer Güney’in MİT ve Avrupa’da değişik kişilerle bağlantı ve ilişkileri, yine daha önce cezaevinde kaçma planları yaptığının açığa çıkmasına rağmen, Fransa mahkemelerinin Ömer Güney’in yargılanmasını ısrarla ertelemesi siyasi bir yaklaşımın olduğunu ortaya koymaktadır. Üç yıldır Ömer Güney şahsında Paris suikastının faillerinin açığa çıkarılıp yargılanmaması, davanın başlatılmasından bir ay önce Ömer Güney’in ölümü Paris katliamına ilişkin davanın kapatılmaya çalışıldığına ilişkin kuşkuları daha da derinleştirmiştir.” Dedi.    

TETİKÇİ ÖLDÜ MÜ? ÖLDÜRÜLDÜ MÜ?

Ömer Güney’in başından beri ‘hasta olduğu’ yalanı veya gerekçesi öne sürülerek serbest bırakılmasının sağlanmaya çalışıldığını hatırlatan KJK, ‘’Sara, Rojbin ve Ronahi arkadaşların ailelerine Ömer Güney’in hasta olması nedeniyle serbest bırakılmasının Fransız savcılarca tartışacaklarının bilgisinin gelmesi ve Almanya’da MİT ajanının yakalanmasının hemen ardından Ömer Güney’in öldüğünün duyurulması manidardır’’ dedi.

‘’Ömer Güney öldü mü, öldürüldü mü?’’ sorusunu soran KJK Koordinasyonu, açıklamanın devamında şu değerlendirmelerde bulundu: Ömer Güney’in ölmüş veya öldürülmüş olması Fransa devletinin ve mahkemelerinin Paris katliamını aydınlatmada sergilediği sorumsuzluk ve siyasi yaklaşımını örtbas edemez. Hatta Paris suikastı karşısındaki sorumluluklarını daha da ağırlaştırmaktadır. Ömer Güney’in ölmesi veya öldürülmesi bahane edilerek bu davanın kapatılması gibi bir durumun gündeme gelmesini Kürt halkı asla kabul edemez, izin vermez. Böylesi bir tutum Fransa demokrasisi, mahkemeleri açısından tarihi bir hata ve suç olacaktır. Fransa makamları, istihbaratı ve mahkemeleri Paris suikastını kesinlikle açığa kavuşturmak durumundadır.

KATLİAMIN AYDINLATILMASI İÇİN MÜCADELE EDİLMELİ

Tüm kadınların ve halkımızın kesinlikle Paris suikastının aydınlatılması ve Türkiye devletinin yargılanması mücadelesini şimdi çok daha ısrarlı bir biçimde sürdürmesi gerekmektedir. Paris suikastı aydınlatılmadan, faillerin arkasındaki odaklar açığa çıkarılmadan Türkiye istihbaratı MİT ve benzeri karanlık yapılanmaların tüm Avrupa’daki kirli planları, örgütlenmeleri ve faaliyetleri açığa çıkarılamaz. Bu yapılmazsa başta Kürtler olmak üzere birçok kesime karşı Avrupa’da geliştirilebilecek tehlikeli saldırıların ve terörist eylemlerin önü alınamaz. Bunun için başta Fransa devleti olmak üzere Avrupa devletlerinin Paris suikastını bir an önce aydınlatması, Ömer Güney’in ölümü veya öldürülmesine rağmen, diğer faillerin açığa çıkarılıp mutlaka yargılanması gerekmektedir. MİT’in Avrupa’daki tüm faaliyet ve örgütlenmesinin de açığa çıkarılması sadece Kürtlerin değil, tüm Avrupalıların güvenliği açısından gereklidir. Avrupa devletlerinin bu konuda daha cesaretli bir politika ve çalışma içerisinde olmasını bekliyoruz. Halkımız Paris suikastının aydınlatılması ve mahkemenin başlatılması için baskılarını arttırarak daha örgütlü bir mücadele vermelidir.