TJK-E: Sınırsız sömürüye karşı sınırsız mücadeleye!

TJK-E, 25 Kasım dolayısıyla yaptığı açıklamada, tüm kadınları eşitsizliğe, şiddete, sömürüye, tecavüze, tacize ve faşizme karşı mücadeleyi büyütmeye çağırdı.

Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E),  25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle yazılı açıklama yaptı.

Ataerkil sistemin, yaşamın her anında şiddeti, ayrımcılığı, cinsel saldırıları ve eşitsizliği bir devlet politikası olarak ürettiği ve kurumsallaştırdığına dikkat çekilen açıklamada, şunlar ifade edildi:

"Şiddetin üretildiği yer, devletin en küçük birimi olarak kurumsallaştırılan aile ocağıdır. Ailede baba figürü AKP örneğinde görüldüğü gibi toplumun önüne bir reis figürü olarak, model olarak konulmuştur. Aile’de baba figürü AKP örneğinde görüldüğü gibi toplumun önüne bir reis figürü olarak bir model olarak konulmuştur. Reis tekçidir, otoriterdir, tek sözü emir niteliğindedir sorgulanamaz, tartışılamaz sadece itaat edilir zihniyeti olarak  ailenin her ferdine daha çocuk yaşta iken öğretilir. Bu nedenle aile demokratikleşmeden aile de özgür eş yaşam felsefesi gelişmeden ailenin şiddet üreten, eşitsizlik üreten ve köleleştiren formu değişmez. Totaliter rejimler, muhafazakar aile modeline bu nedenle sarılırlar. Çünkü toplumu en alt birimden başlayarak hizaya çekmek ve biçimlendirmek için tahakkümü ve şiddet kültürünü burada normalleştirerek, toplumun devlet ve faşist iktidar aygıtı ile mücadele etmesi engellenir. Bu nedenle ailenin demokratikleştirilmesi kadın özgürlük çizgisinde önemli bir görevdir. Aile başta olmak üzere toplumu bu şiddet ve tecavüz kültürüne karşı bilinçlendirmek biz kadınların asli görevlerindendir.
AKP faşist dikta rejimi, kadının varlığını emeği, bedeni ve bilinci üzerinden tartışmaya açan gerici bir zihniyeti temsil ediyor. Kadına şiddeti meşrulaştırıyor ve şiddeti her gün, her an yeniden üreterek toplumu dize getirmenin aracı olarak kullanıyor. Çocuklara karşı cinsel istismarı meşrulaştırıyor. Çocukların tecavüzcüleri ile evlenmelerini salık veriyor ve yasal, anayasal düzenlemeler yapıyor. Dolayısıyla çocuklar üzerinden toplumu tecavüz kültürüne alıştırmaya ve toplumun iradesi kırmaya teslim almaya çalışmaktadır."

'BEDENİMİZ SÖMÜRÜ ALANI YAPILIYOR!'

AKP'nin kadını "kullanılacak bir mal" olarak devletin ve erkeğin kullanım alanına sınırsız bir sömürü ile açtığına vurgu yapılan açıklamada, şöyle devam edildi: 

"Önderimiz A. Öcalan 'sistem, kadını metanın kraliçesi haline getirerek  sınırsız bir cinsel sunum ile köleleştiriyor' derken tam da bu gerçeği dile getirmiştir. Ataerkil sistem kadın bedenini kullanım alanı olarak görmekten vazgeçmiyor. Kadının kaç çocuk doğuracağına karar veriyor, kadının çocuk doğurup doğurmama kararını elinden alarak devlete veya orduya çalışacak çocuk doğurma aracı olarak görüyor, emeğini küçümsüyor, yok sayıyor. Çok çalıştırıyor ama harcadığı emeğin karşılığını erkeğin gasbı ve hırsızlığı temelinde kullanıyor.  Bunların hepsi kapitalist sistemin ayakta kalma siyaseti olarak devlet aygıtı tarafından meşrulaştırılıyor. Kürtajın yasaklanması, kadın katliamlarının yaygınlaşması, göçmen kadınların Avrupa’nın birçok mülteci kampında tacize uğraması, savaşın en fazla kadın ve çocuk bedenine yönelmesi bunlardan sadece birkaçıdır.
Kadınlar, güncel siyasetinin tarihsel arka planını görerek, ataerkil sistemin kadın özgürlük çizgisine karşı kendisini ayakta tutmaya çalıştığı gerçeğini asla gözardı etmemeli. Ataerkil sisteme karşı yaşamın her alanında büyük bir bilinç ve kararlılıkla mücadele yürütmelidir.
Kadının özgür olmadığı bir yerde toplum da özgür olamaz. Kadının değersizleştirildiği bir toplumda egemenlik temel değer haline gelir.
Bu nedenle tüm kadınların erkek egemen sisteme karşı özgürlük, eşitlik ve demokratik değerlere sahip çıkma temelinde sınırsız sömürüye karşı sınırsız mücadele ve direniş ile karşılık vermesi kadının kurtuluşunu ve toplumun özgürlüğünü beraberinde getirecektir."

KADINLARA ÇAĞRI

TJK-E, açıklamasının sonunda ise şunları ifade etti: "25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü vesilesi ile 'Ji bo Tekbirina Dagirkeri, XWEBUN' şiarı temelinde egemenliğe, eşitsizliğe, şiddete, sömürüye, tecavüz ve tacize karşı; bilinçlenmek, irade kazanmak ve örgütlenmek uzun süreli bir mücadelenin olmazsa olmazı diyor, tüm kadınları faşizme karşı dayanışmaya ve mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz."