Yüksekdağ'dan kadınlara: Kendi kaderimizi tayin edelim

HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ cezaevinden kadınlara mesaj gönderdi. Yüksekdağ, "Kadınlar kendi kaderini tayin edecek" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Cezaevi'nden HDP Kadın Meclisleri'ne mesaj gönderdi. 

Yüksekdağ, mesajında “Sizler dışarıdaki hapishaneyi özgürleştirmek için canla başla çalışırken bizler içerideki hapishaneye cebimizde getirdiğimiz özgürlük tohumlarını ekiyoruz” dedi. Yüksekdağ, kadın özgürlük hareketinin daima direniş hattının ana ekseni olduğunu vurguladığı mesajında, “Esaret dayatanlara karşı her yerde ve her zaman özgürlükçü direniş hattını pekiştirmek zorundayız. Aklımız ve ruhumuzun beslendiği bu merkez, bizleri her zaman güçlü kıldı. Bütün darbelere karşı dayanıklılığımızı da bu ana merkezin gücünden alıyoruz” diye kaydetti.

DİRENİŞLERİ SELAMLADI

Yüksekdağ, partileri ve halklara yönelik kuşatma ve saldırının yoğun olduğu böylesi dönemde, dayanışma ve dirayetin güzel zamanlara uzanan bir yol olduğunu kaydederek, kadınların cinsel istismarı aklayan yasa tasarısına karşı ortaya koyduğu dayanışma ve direnişi de selamladı.

Yüksekdağ, mesajında şu ifadelere de yer verdi:

"Kadın iradesi, şiddet ve dikta dayatması karşısında ön açan ve sadece kadın kitlelerine değil, tüm muhalefete nefes aldıran bir rol oynadı. Kadınların tüm yaşam alanlarını işgal eden yaşama hakkını gasp eden erkek egemen rejim karşısında birleşik mücadelenin alternatif kanalı olarak kitlesel kadın hareketi gittikçe belirginleşiyor. Birleşik kadın muhalefeti topluma yeni bir kanal açıyor. Bu kanaldan ilerlemek ve genişletmek tercihin ötesinde politik öncelikli bir görevdir. 

Cinsel istismar yasa tasarısına karşı oluşan kadın birlikteliği gelip geçici değil. Kadınların bireysel, toplumsal kaderini hep bir erkeğin (baba-koca) tayin ettiği koşullarda siyasi olarak da kadınların kaderini yine tek bir adama teslim etmemesi çağrısı yapalım. Evden Saray’a kadar milyonlarca kadının kaderi geleceği tek adamların elinde toplanıyor. Bu kaderin kurbanı olmayacak kadınlar. ‘Hayır’ diyerek kadınlar kendi kaderini tayin edecek.

'İDDİALI OLALIM; BAŞ EĞMEYECEĞİZ!'

Onlar tek ve tekçi; bizler çok ve birden çokun birliğiyiz. Kadınız, farklıyız, renkliyiz… Ve her sorunu çözebiliriz. Düğümlenmiş erkek siyasetin tıkadığı, bağladığı her yolu açabiliriz. İddialı konuşmak için gerekçelerimiz olduğuna göre iddiayı ortaya koymaktan da sakınmayalım. İddialı kadınlar genellikle erkek siyaset tarafından ‘çok olmakla’, ‘çok ileri gitmekle’ suçlanır, bilirsiniz. Şimdi inadına ‘çok olma’ zamanıdır. Biz kadınlar tekçiliğe baş eğmiyoruz, çok oluyoruz.”