Yüksekdağ'dan tutuklu HDP'lilere mektup

Yüksekdağ, "Hapiste oluşumuz, bir ceza değil, onur nişanıdır. Umudu, cesareti, vefayı zırh gibi kuşananların nişanıdır" dedi.

Yüksekdağ, tutuklu HDP'lilere mektubunda, "Birlikte direniyoruz, birlikte kazanacağız" mesajını verdi. Yüksekdağ, "Hapiste oluşumuz, bir ceza değil, onur nişanıdır. Umudu, cesareti, vefayı zırh gibi kuşananların nişanıdır" dedi.

Kandıra Cezaevinde tutulan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, tutuklu HDP üye ve yöneticilerine mektup yazdı.

Yüksekdağ'ın mektubu şöyle:

"Değerli partili arkadaşlarım, sevgili yoldaşlar merhaba;

Hepinizi içtenlikle selamlıyorum.

Tarihin zorlu, dar ve karanlık bir tünelinden geçiyoruz. Dünü ve hayal ettiğimiz yarını birbirine bağlıyor tünel. Ne kadar zorlu olsa da, karanlık boğsa da, gelip geleceğimizi ucundaki ışıkla bulaşacağımızı biliyoruz.  Yürüdüğü yolun karanlığına emin olanların taşıdığı bir bilinçtir bu… Yol ehli olanların taşıyabileceği bir sorumluluktur. Halklarımızın barış, özgürlük, demokrasi, hak, eşitliği özlem ve davasının sorumluluğunu kuşanan tüm HDP yöneticileri, yürüdüğümüz yolun her etabında ehil ve halklarımızın her kesiminin güvenine layık olduğunu gösterdi.

Nice zorluklar, olanaksızlıklar, zalim kuşatmalar arasında görev alan ve şu an bizler gibi rehin tutulan tüm parti yöneticilerini üye ve aktivistlerini sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Dilerim her birinize ayrı ayrı yazma olanağım da olur. Ama ondan önce böyle bir merhabayla yanınıza gelmek istedim. Partimiz ilçe yöneticilerinden, merkezine, eş başkanlık kurumuna kadar her düzeyde ve her yerde ağır baskı ve tehdit altında. Bunun nedenini biliyoruz. Yeni bir yaşam ve yeni demokratik Türkiye’nin hayalden ibaret olmadığını göstermek… Halklarımızın hayalden gerçeğe barış, özgürlük ve çoğulcu birlik mücadelesine öncülük etmek… Bu yanından bakarsak bugün hapiste oluşumuz, bir ceza değil, onur nişanıdır. Yolundan dönmeyenlerin, barış ve demokrasi şehitlerine verdiği sözden caymayanların, bağrına hançer gibi saplanan acıya, zincirleri çözülüp üstüne salınan dehşete karşı umudu, cesareti, vefayı zırh gibi kuşananların nişanıdır.

Elbette dışarıda, görevlerimizin başında yapacağımız çok şey var. Ama tarih hep böyle yapılmıyor. Haklı bir dava uğruna yolu mahpusa düşenler, akışın dışında değil tam içindedir. Şimdi sokaklarda özgür adımlarla yürümeyesekte, bir esnaf gezisinde bir işçi direnişinde dost ellere dokunamasakta, halkımızın cömert yürek hanesinde bağdaş kurup oturamasak ta, coşkun mitinglerde ses dalgalanan bayraklarda renk olamasakta, adımız gibi biliyoruz bir tarihin tam içinde aktığımızı. Ve bu tarihin hem parçası hem bütünü olduğumuzu…

Bugün hepimiz bir hukuksuzluğun ve intikamcı siyasetin hedefi haline gelmiş olabiliriz; ama bu hukuksuzluk ve intikam histerisi de çıkışsızdır. Asıl bizlere ve halklarımıza haksızlık ve zulmü dayatanlar çıkmaz sokağa girmiştir. Sadece baskı ve zorla ayakta duran, halklarımıza tek yol tek adam seçeneği bırakanlar, kendi çürümüşlüklerini yeniden ambalajlayıp sunma derdindeler. Biliyoruz ki, bu ambalaj da tutmayacak, yırtılıp yaldızları dökülecek.

Böyle bir dönemde sadece hayatın ve toplumun gerçek cevherleri, işlenecek gerçek hazineleri yarına ulaşabilir. İçindeki cevahiri karartmayanlar, emekle işleyip parlatanlar ve her koşulda koruyanlar toplumsal zenginliğin sahibi olur.  Bugün işte tam da bunun için en büyük zenginliğimize, yani partimize, birliğimize, direncimize, Türkiye’ye yeni ve güçlü bir program sunma iddiamıza sahip çıkıyoruz. İçeride – dışarıda, her yerde bu cevheri karartmadan, bugünün ve yarının toplumuna pırıl pırıl teslim edeceğimize yürekten inanıyoruz.

Hepimiz insani davamızda ve zenginliğimizde sembolleşen partimizi birlikte kurduk, birlikte çalıştık, birlikte direndik. Hep beraber kazanmanın sevincini, yitirdiklerimizin kesif açısını hissettik. Şimdi yine birlikte direniyoruz, birlikte kazanacağız.

Zor zamanların güvenilir omuzları olduğumuz için her yerde partimizin saygınlık ve prestijini, mucizevî başarılarını ürettiğiniz ve temsil ettiğimiz için yeniden ve yürekten teşekkürler. Sizlerle bu tarihi süreçte çalışma arkadaşı olmaktan şeref duydum. İnanıyorum ki, bundan sonra da hepinizle birlikte çalışmanın kıvancını alanlarda kucaklamanın sevincini, başarmasın coşkusunu paylaşacağız. Umutla, dirençle, sevgiyle, yoldaşça selamlıyorum."