Yüksekdağ: Onlar suçlu, bizler özgür olacağız

Yüksekdağ, "Bugün bizlerin davaları da tarihe yazılacak ve bizler suçlu olmayacağız. Türkiye'de ifade ve söz söyleme özgürlüğünü kazanmış olacağız" dedi.

Yüksekdağ, İzmir'deki duruşmasına SEGBİS ile katıldı. Yüksekdağ, iktidarın operasyonlarda çok sayıda sivili katlettiğine dikkati çekti. Yüksekdağ, "Bugün bizlerin davaları da tarihe yazılacak ve bizler suçlu olmayacağız. Türkiye'de ifade ve söz söyleme özgürlüğünü kazanmış olacağız" dedi. Yüksekdağ, Türkiye'de toplum yönetimin değişmesini istediğine vurgu yaptı.

Tutuklu HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, İzmir'de 14 Şubat günü katıldığı "Sosyalistler öz yönetimi tartışıyor" panelinde yaptığı konuşma nedeniyle hakkında "Örgüt propagandası yapma" iddiasıyla dava açılmıştı. Yüksekdağ, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS sistemi ile katıldı. Duruşmayı HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ve HDP il yöneticiler de izledi. 

YÜKSEKDAĞ'IN SAVUNMASI

Yüksekdağ, savunmasında şunları ifade etti:

"Yaptığım konuşma güncel siyasal bir konuşmaydı. Halka açık bir paneldi. Türkiye'de bir siyasi tartışmayı yapmak suç sayılıyor. Türkiye'de ifade özgürlüğü siyasi iktidarın elinde. Bizler özgür siyaset yapmadığımız için bu durumdayız. Silahlar yerine sözler konuşsun. Bu sözler toplumsal bir gerçeklikten çıkmıştır. Ülkemizde demokrasi de söz söylemeyi güvence altına alması gereken yer iktidar ve yargıdır. Söz söylemek siyaset hakkı içindir. Ama söz söylediğimiz için bedel ödüyoruz. Tarihte siyasi davalar olmuştur. Bugün bizlerin davaları da tarihe yazılacak ve bizler suçlu olmayacağız. Türkiye'de ifade ve söz söyleme özgürlüğünü kazanmış olacağız.

Benim suç işlediğimi düşünen iktidar demek ki kamu düzenini sağlayamamıştır. Türkiye'de toplumsal yaşam tek adam tek partinin dışına çıkmıyor. Benim işim konuşmak ve siyaset yapmaktır. O günkü panelde yaptığım konuşmada Cizre, Silopi ve Nusaybin'de yaşanan olayların sadece 'güvenlikçi' politikalarla çözülebilecek sorunlar olmadığını düşünüyorum. O kentte sadece operasyonlar değil, başka bir durumun olduğunu anlatmaya çalıştık. O kentlerdeki gerçekler de bunun bir ifadesi. O kentlerde ilk başta sivil ve silahsız olan insanlar öldü. Yerel siyasete ve demokrasiye önem verilmesini söyledim.

İktidarın başladığı operasyonlar sonucu yaşamını yitirenlerin çoğu sivil insan. Hâlâ cenazesini alamayan insanlar var. Bir kadın cenazesi çırılçıplak teşhir edildi. Kim olduğu tanımlanamayan 'güvenlik güçleri' sivil insanları öldürdü. Türkiye'deki siyaset bu trajediyi unutturmaya çalışıyor. Biz bu trajediyi unutturmayacağız. Oradaki insanlar savaşa karşı vatanı, yurdunda kalmak için direniyor. Evleri yıkılsa da terk etmedi, direndi. Bizlerin oradaki insanların durumunu bir panelde anlatmamız kadar doğal bir durum olamazdı. 

Anayasayı tanımayıp, başkanlık sistemi peşinde konuşmak serbest. Cumhurbaşkanı anayasayı tanımıyor ve 'ben değiştirdim 'diyor. Ama muhalifin söz söylemesi suç sayılıyor. Bu ülkede Anayasa ihlal edilirken, buna karşı hesap soran muhalif güçler yargılanıyor. durum ortadadır. Adaletsizliklere karşı söz söyleme hakkımız vardır. Anayasayı delerek tanımamak asıl suçtur. Asıl bu yargılanmalıdır. Ama bizlerin güvence altına alınan hakları gasp edilip, yargılanıyoruz."

Yüksekdağ, Türkiye'de halkın doğrudan yönetime katılması ve yönetimi denetlemesini savunduklarını ifade ederken, "Bu, dünyada uygulanan bir sistemdir. O ülkelerde sorunlar yaşanmıyor. Demokrasi ülkede halkına güvenmeyi sağlar ve halkın siyasete katılmasını sağlar. Keşke silahlar konuşmasaydı bizler konuşsaydık. Keşke ölümler yaşanmasaydı. Bu davaya konu olan yöntemi eleştiriyorum" dedi.

Yüksekdağ'a hakim, iddianameden kesitler okudu. Beyanı sorulan Yüksekdağ, "Konuşmalar içerisinde halka 'silahlanın, barikat kurun güvenlik güçleri ile çatışın' diye bir cümle yok. Konuşmayı beğenmeyebilirsiniz, bir analizdir. Devrimci bir tutum yaşandı. Türkiye'de toplum yönetimin değişmesini istiyor. Türkiye ve dünya tarihine baktığınız zaman bu süreci de çözümleyebilirsiniz. Yüzlerce konuşma yaptık, cımbızla seçilip eklemeler yapılarak iddianameler hazırlanıyor" dedi. Yüksekdağ, barışçıl bir çözüm olduğunu gösterdiklerini ancak iktidarın bunu engellediğini dile getirerek, beraatını talep etti. 

MAHKEME KARARI

Yüsekdağ'ın SEGBİS ile savunması esnasında sık sık sesinin kesilmesi nedeniyle bazı söylemleri ise anlaşılamadı. Bunun üzerine Yüksekdağ'ın avukatı Kamil Ağaoğlu da müvekkillinin savunma hakkının engellendiğini, bu nedenle müvekkilinin salona getirilmesini talep etti. İddianamede yer alan görüntü kayıtlarının nasıl çözümlendiğini mahkemenin araştırmasını isteyen Ağaoğlu, son olarak müvekkilinin beraatını istedi.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, beraat talebini reddederek, bilirkişi tarafından görüntülerin tekrardan çözümlenmesine, sanığın bir sonraki celse mahkeme salonunda hazır edilmesine karar verdi. Duruşma, 2 Mart 2017 tarihine ertelendi. 

DOĞAN: DEMOKRASİ SAĞLANANA KADAR MÜCADELE

HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, duruşmanın ardından adliye binası önünde açıklama yaptı. Yüksekdağ hakkında hukuksuz bir şekilde dava açıldığını ve sorgulandığını ifade eden Doğan, siyasetçilerin konuşturulmadığı bir süreçten geçildiğini, ülkede demokrasi sağlanana ve siyasetçiler konuşturulana kadar mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.