Tevgera Çanda Jinên Kevana Zêrin 1. Konferansı’nı yaptı

Tevgera Çanda Jinên Kevana Zêrin 1. Konferansını yaptı. Sonuç bildirgesinde, "Konferansımız örgütlenme, mücadale etme ve daha üretken, daha yaratıcı olmada yaşadığımız yetersizlikleri tartışmış, özgün-özerk örgütlenme kararına ulaşmıştır" denildi.

Tevgera Çanda Jinên Kevana Zêrin 1. Konferansının sonuç bildirgesini açıkladı. Sonuç bildirgesinde, “Şehit Mizgin, Şehit Berçem, Şehit Sarya, Şehit Baranlar ile gelip Feridelerle zirveleşen devrimci kültür sanat mücadelesi Adulêlerin, Meryemxanların, Eyşe Şanların, Nesrîna Şêrwanların, Sosika Simoların, Leyla Bedirxanların, Fatima İsoların, Merziye Rezazîlerin direnişlerini ve yaratımlarının güzelliğini bizlere ve tüm direnen kadınlara taşıyan köprü olmuşlardır” denildi.

Tevgera Çanda Jinên Kevana Zêrin 1. Konferansı’nın özgür mekanlarda, “Kadın ve yaşamı savunmak için kültür, sanat devrimi ile demokratik özerklik direnişini yükseltelim” şiarı ile yeterli sayıda delegenin katılımı ile yapıldığı belirtilen sonuç bildirgesinde, “Başarıyla gerçekleşen konferansımız başta Önderiliğimize, tüm kadınlara ve Mezopotamya halklarına kutlu olsun. Şehit Ozan Mizginlerden, Saryalara, Delilardan, Viyanlara ve en son demokratik özerklik direnişlerinde şehadete ulaşan Feride, Sidar ve Gülistanlara kadar özgür yaşam pınarlarımız olan şehitlerimiz şahsında tüm devrim şehitlerimizi anıyor, yeniden yapılanma konferansımızı öz yönetim şehitlerimize adıyoruz” denildi.

‘ORTADOĞU MERKEZLİ KADIN VE HALKLARIN DİRENİŞ GERÇEKLİĞİ YAŞANIYOR’

21’incü yüzyıla damgasını vuran gelişmelerin başında kapitalist modernitenin kültürel soykırım politikalarına karşı Kürdistan merkezli yükselen Ortadoğu’daki kadın ve halkların direniş gerçekliğinin geldiği ifade edilen sonuç bildirgesine şunlar belirtildi: “Hegemonik güçler ve onların ulus-devlet uzantılarının insanlık dışı saldırılarına karşılık kırk yıllık özgürlük mücadelemizin temelleri üzerinden yükselen Rojava, Cizir, Sur, Nusaybin, Gever, Şırnak, Şengal başta olmak üzere Kürdistan’ın her yerinde ve yurt dışında görkemli direnişler yaşanmaktadır. Günümüzde kültürel soykırım kıskacına alınan Kürt toplumu, kültürün taşıyıcısı olan kadınların öncülüğünde ‘Varlığını koruma ve özgürlüğünü sağlama’ mücadelesini her alanda yükseltmektedir. Destansı direnişlere cevap olmak, Önder Apo’nun insanlığa kazandırdığı yeni paradigma ekseninde güçlü örgütlenmek ve özgür demokratik toplumsal yeni bir inşayı kültür-sanatın belirleyici rolüyle yerine getirmek amacıyla 1. Tevgera Çanda Jinên Kevana Zêrin Konferansını gerçekleştirmiş bulunmaktayız.

Tarih boyunca toplumsallaşmanın temelini atan ve böylelikle kültürü şekillendiren asal özne olarak kadın, Mezopotamya topraklarında kadim kültürlerin yeşermesine damgasını vurmuştur. Komünal toplumsal yaşam kültürünü temsil eden kadın, yaşamın diğer alanlarında olduğu gibi sanatın da yaratıcılarıdır. Kadın, ezgileri, melodileri, ağıtlar, acılar kadar sevinçleri, kahramanlıkları bolluğu, bereketi, adil olmayı, cömertliği, paylaşımı, kardeşliği, dostluğu, dayanışmayı, eşitliği, hoşgörüyü, özgürlüğü toplumsal ahlak olarak kültürleştirmiştir. Kadın doğasına ters, doğal olarak toplumsal doğaya ters olan zulmü, aç gözlülüğü, yalanı, riyakarlığı, aldatma ve el koymayı, hileyi, sömürüyü, fazladan biriktirmeyi, mülkleştirmeyi, bireyciliği, hırsızlığı, baskıyı, namertliği, haksızlığı, öldürmeyi, zor kullanmayı, ise kutsala ihanet sayıp ahlaki ölçüyü netleştirmiş, insanlığın manevi değerlerini, insani özellikleri şekillendirmiş ve bunu sanatla da ifadelendirmiştir. Kuşaktan kuşağa aktarılan kültürel birikim ve sanatsal üretimlere damgasını vuran kadın eksenli toplumsal yaşam kültürünün boy verdiği Kürdistan toprakları tarihte ‘Kevana Zêrin -Hilala Zêrin- olarak geçmektedir.

‘KADIN GÜNÜMÜZDE TOPLUM KIRIMLA KARŞI KARŞIYA’

Kültür ve sanatta kadının rolünü, kimliğini, kişiliğini yok sayan erkek zihniyeti uygarlık tarihinin kapitalist modernist aşamasında kadın bolca sömürü, talan konusu yapılarak günlük operasyona uğramaktadır. Bu topraklar, günümüzde tüm vahşetiyle yaşadığımız 3. Dünya Savaşı’nda ‘kadın, kültür böylelikle toplum kırımla’ karşı karşıyadır. Bu savaşlarla yok edilmek istenen Toros- Zağros silsilesinde toplumsallığı büyük emekle yaratan kadının komünal kültürel demokratik özgürlükçü değerleridir. Tüm maddi ve manevi kültürel değerler açık bir katliamla karşı karşıyadır.”

Bu katliam ve kültürel soykırımı durduracak olan örgütlü kadınların mücadelesi olduğu da ifade edilen sonuç bildirgesinde, Kürdistan’da her alanda olduğu gibi kültür, sanat alanında da 40 yılı aşan bir direniş ve mücadele gerçeği olduğu kaydedildi. Sonuç bildirgesinde, “Bu mücadele özünde kültürü koruma savunma ve özgürce yaşamı sağlamadır. Destansı, romansı, şiirsel olan özgürlük mücadelemiz gerçek anlamda bir kültürel direniş ve mücadeledir. Kadınlar şahsında tüm toplumda kültürel değişim, dönüşüm ve yeniden diriliş yaşanmaktadır. Bir kültür devrimi yaşanmaktadır. Şehit Mizgin, Şehit Berçem, Şehit Sarya, Şehit Baranlar ile gelip Feridelerle zirveleşen devrimci kültür sanat mücadelesi Adulêlerin, Meryemxanların, Eyşe Şanların, Nesrîna Şêrwanların, Sosika Simoların, Leyla Bedirxanların, Fatima İsoların, Merziye Rezazîlerin direnişlerini ve yaratımlarının güzelliğini bizlere ve tüm direnen kadınlara taşıyan köprü olmuşlardır.

‘KONFERANS YENİDEN YAPILANMAYI ESAS ALDI’

Konferansımız kadın kurtuluş ideolojisi temelinde bu köklerimizi ölçü alarak kültür sanat alan çalışmalarında yaptıklarımız ve yapamadıklarımızı eleştirel-özeleştirel bir tutumla sorgulamasını yapmıştır. Kürdistan kadın özgürlük mücadele tarihimizde bir ilk olma anlamını taşıyan yeniden yapılanma konferansımız bu değerlerimizi daha güçlü sahiplenmenin, yaşatmanın ve yeni nesillere taşırmanın kararlılığını açığa çıkartmıştır.

Özgürlük mücadelemizde devrimci sanatın yaratıcısı ve ebesi gerillanın yaşam kültürü yeni özgür toplumsal yaşamın proto tipi olmuştur. Kadınlar olarak bu mücadele boyunca kavganın en kızgın ve en yaman saflarında yer aldık. Ancak, uzun yıllara dayalı özgün emek, çaba ve direnişler sonucunda yaratılan devasa değerleri sanatın tüm dallarında henüz yeterince ifadeye kavuşturabilmiş değiliz. Bunları daha üst bir seviyeye taşımak, örgütlemek, geliştirmek, yeni bir toplumsal yaşam kültürünü inşaa etmek için kültür konferansı yapılarak önemli kararlara gidilmiştir. Konferansımız, bu temelde örgütlenme, mücadale etme ve daha üretken, daha yaratıcı olmada yaşadığımız yetersizlikleri tartışmış, özgün-özerk örgütlenme kararına ulaşmıştır. 21. Yüzyılın devrimini yürüten, bunun sanatını yapan kadınlar olarak sanat ve sanatçı böylesi tarihi süreçlerde neyi ifade etmektedir? Nasıl bir rol oynamalıdır? soruları temelinde kapsamlı tartışmalar yürütülmüştür. Sanatın ve sanatçının ancak toplumsal hakikate bağlı kaldığı ölçüde devrimci, değişimci, yaratıcı ve üretken olabileceği bir kez daha açığa çıkmıştır. Kapitalist modernitenin insanı bireycileştirerek ve tüketim kültürünü geliştirerek, metalaştırarak, kültür ve sanatı salt eğlence anlayışına dönüştürerek toplumu uyuşturduğu sanatı sektörleştirdiği, endüstürileştirdiği ve böylelikle sömürü sistemini sürdürmeyi amaçladığı bilinmektedir. Kapitalist modernite sisteminin hem paradigmasal hem tüm kurumsal yapılarıyla kriz ve kaousu yaşadığı böylesi bir süreçte tüm bunlara karşı güçlü bir mücadeleyi vermek elzemdir. Konferansımız, demokratik moderniteye dayalı alternatif kültür sanat alanını kadın eli, yüreği, rengi ve bakış açısı ile inşa etmeyi en temel görev olarak belirlemiştir. Konferansımızda, kapitalist modernitenin dayattığı köksüzleştirmeye, tarihsizleştirmeye, asimilasyona ve soykırıma karşı tarihsel direnişçi mirasa dayalı insanlığın yarattığı tüm değerlerle birlikte devrimci değerlerin en muazzam buluşmasıyla kültürel demokratik devrimin başarıya ulaşmasını, bu bağlamda kültür sanat çalışmalarının geliştirilmesini projelendirip planlamıştır” denildi.

Konferansın, kültür-sanat alanında gelişen popülist, taklitçi, oryantalist, özentili, halktan ve dönemin direniş ruhundan kopuk, yine kendini eğitmeyen, yenilemeyen, sanatı ideolojinden, politikadan, felsefeden kopuk ele alan, toplumsallığa ve tarihsel belleğe dayanmayan, kadın özünden uzak duruş ve anlayışları mahkum edip, güçlü mücadele etme temelinde dönem görevlerini gerçekleştirme iddiasını açığa çıkardığı da belirtilen sonuç bildirgesinde şunlara yer verildi: “Bu tür duruş ve yaklaşımlar ile kültür sanat alanında dönemin ihtiyaçlarının karşılanamayacağı gibi halkın sanatçısı, sesi, vicdanı, mücadelecisi ve ozanları olunamayacağı tespitine gidilmiştir. Bunun için önümüzdeki tarihsel mücadele sürecinde başta Önder Apo’nun özgürlüğü ve demokratik ulus kültürünün geliştirilmesi temelinde Tevgera Çanda Jinên Kevana Zêrin hareketi endamları, tüm kültür sanat alanları çalışmalarında kendisini kurumsallaştırarak demokratik zihniyete dayalı devrimci sanatın geliştirilmesinde öncülük misyonu ile katılım sağlama kararlılığına ulaşmıştır. Tekçi ulus-devlet kültürü karşısında demokratik ulus kültür ve sanatının öz örgütlülüğe dayalı alternatif olarak geliştirilmesi kültür –sanat çalışmalarının temel ideolojik perspektifi ve mücadele çizgisidir. Bu anlamda gerçekleşecek kültür devrimiyle kadınlar ve halkların demokratik ve özgür toplumsal sistemi inşa edilmiş olacaktır.”

Konferansta alınan kararlardan bazıları ise şunlar:

-Yok olma aşamasına gelmiş Kürt kültürünü kadınla yeniden dirilten, Mezopotamya’nın tüm kültürel zenginliklerinin yaşaması için eşsiz bir mücadele yürüten aynı zamanda bir kültür devrimcisi olan Rêber Apo’nun esarat koşullarına son verilmesi, sağlığı, güvenliği ve özgürlüğünün sağlanması için fedai, devrimci ruhla mücadelenin yükseltilmesi,

-Bakûre Kurdistanê başta olmak üzere Rojava’da ve tüm Kürdistan’da devrimsel gelişmelerin yaşandığı, büyük bedellerin verildiği, kahramanca direnişlerin sergilendiği böylesi bir süreçte 1. Kültür-Sanat Kadın Konferansımızın Kuzey öz yönetim direniş şehitlerimize atfedilmesi

-Kadın özgürlük mücadelemizin ve kültür-sanatın kadın öncü kahramanları olan Mizginler, Berçemler, Viyanlar’ dan, Feride, Gulistan ve Sidarlardan devralınan devrimci sanatçı mirası ve kadim Mezopotamya kültürünün yaratıcısı olan kadının özgürlükçü, demokratik, ekolojik kültürel değerlerini temel alan özerk-özgün örgütlenme olarak Tevgera Çanda Jinên Kevana Zêrin kimliğiyle tüm çalışmaların yürütülmesi

- Tevgera Çanda Jınên Kevana Zêrin, Mizgin –Gurbet Aydın- yoldaşın yaşam ve mücadale duruşunu kültür sanatın çizgisi ve öncüsü olarak esas alır.

-Demokratik ulus çerçevesinde öz örgütlülüğün ve demokratik ulus kültür ve sanatının etkili geliştirilmesi ve çeşitli etkinliklerin, organizasyonların yaygın yapılması,

-Tevgera Çanda Jinên Kevana Zêrin, merkezi olmak üzere her alanda özgün-özerk örgütlenmesinin geliştirilerek toplumsal zeminde sistemleşmesi ve bu amaçla yaygın kurumlaşmalara gidilmesi

-Erkek uygarlığı olan kapitalist modernite zihniyetinin aşılarak kadın uygarlığı olan demokratik modernite zihniyetine dayalı kültür sanat kuramının derinleştirilmesi bunun için sanatın tüm dallarında eğitimlerle yetkinleşmenin esas alınarak kadın kültür sanat akademilerinin kurulması,

-Kültür-sanat faaliyetlerinde komün ve meclislere dayalı örgütlenmenin her alanda temel örgütlenme biçimi olarak geliştirilmesi,

-Tevgera Çanda Jınên Kevana Zêrin zemininde Ozan Ş. Mizgin Akademisi’nin açılarak sanatın tüm dallarında birimleşerek, ideolojik, kültürel ve sanatsal eğitimin yanı sıra, kültür ve sanat faaliyetlerinin sürdürülmesi,

Tevgera Çanda Jinên Kevana Zêrin endamları olarak, döneme fedai ruhla ve katılımla öncülük ederek nasıl yaşmamız ve mücadele etmemiz gerektiğini görkemli direnişleriyle ortaya koyan yüce şehitlerimizin anısına bağlılık temelinde kültür sanat çalışmalarında bir bütünen süreç karşısındaki özeleştirimizi topyekun direniş dönemine öncülük ederek kadın rengiyle, diliyle, farkıyla kültür-sanat devrimini başarmanın sözünü yineliyoruz.

...