Yasaklı iki kitabın 'dava dosyası' okurla buluştu

Haklarında toplatma kararı verilen "Dağın Kadın Hali" ve "Devrimin Rojava Hali" kitaplarının dava dosyası okurla buluştu.

Haklarında toplatma kararı verilen "Dağın Kadın Hali" ve "Devrimin Rojava Hali" kitapları, "dava dosyası" olarak basıldı.

Ceylan Yayınları'nın okurla buluşturduğu "Dava Dosyası: Dağın Kadın Hali", "Dava Dosyası: Devrimin Rojava Hali" kitapları, gazeteci Demir hakkında açılan davaların iddianameleri ile Demir'in yaptığı savunmalar ve davaya konu olan kitaplar yer alıyor.

Ceylan Yayınları, kitabın önsözünde, sansür kadar sansüre kadar mücadelenin de eski olduğuna dikkat çekti, hiçbir gücün gerçeğin okura ulaşmasını engelleyemeyeceğini belirtti. 
Geçtiğimiz Nisan ayında her iki karar Sulh Ceza Hakimliği'nin kararları ile yasaklanmış, ardından ETHA ve ANF muhabiri Arzu Demir hakkında "örgüt propagandası yapmak", "suç ve suçluğu övmek", "suça teşvik" iddialarıyla dava açılmıştı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davalarda, "Dağın Kadın Hali" kitabı nedeniyle Demir hakkında "örgüt propagandası yaptığı" iddiasıyla hapis cezası istendi. 

19 Ocak'ta görülecek davada, kararın çıkması bekleniyor.

Aynı gün görülecek "Devrimin Rojava Hali" davasında da savcı, mütalaasını verecek.

Gazeteci Demir yaptığı savunmalarda, halkların gerçeği öğrenme hakkı için gazeteciliğin gereklerini yerine getirdiğini belirtmişti. Demir, "Dağın Kadın Hali" davasında yaptığı savunmada, "Demokrasi, bence her şeyden önce insanların bilme hakkıdır. Devletin “terörle mücadele” diyerek savaştığı bir örgüt olsa bile, bu memleketin insanlarının, benim, ailemin, sizin, herkesin, bu kadınların ya da erkeklerin kim olduğunu bilmesi bir haktır. Ben bu hakkın gereğini, bir gazeteci olarak yerine getirdim" demişti.

"Devrimin Rojava Hali" kitabı davasında da, "Devrimin Rojava Hali, yasaklansa da, yazarı olarak ben cezalandırılsam da, bu anlattığım olayların hepsi, gerçek olarak kalmaya devam edecek. Hiçbir güç, hiçbir siyasi iktidar gerçeği değiştiremez. Gerçek, yaşanmıştır ve toplumsal hafızadaki yerini almıştır. Tıpki bu topraklarda bir dönem çözüm sürecinin yaşandığı gerçeği gibi. Üzerine yaşadıklarımız ne olursa olsun, ne kadar büyük acılar yaşarsak yaşayalım, hiç kimse bize barışa yaklaştığımızda hissettiğimiz o muazzam sevinci, heyecanı unutturamaz" savunmasını yapmıştı.