Son Dakika: Stêrk ve Medya Haber: Baskın korsanvari ve komplodur, susturamayacaklar!

‘Babeklerin mirasına sahip çıkmak için PKK’deyim’

Her ne kadar Sovyetler dağılmış olsa da o sosyalizm inancını taşımaya devam etti. Azerbaycanlı gerilla Azad Mirkan, geldiği toplumu ve şimdi içinde bulunduğu PKK yaşamını anlattı.

Azerbaycan’ın Bakü şehrinde terzi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Azad Mirkan, şimdi 22 yaşında bir PKK gerillası. Azad Mirkan, “Kırk yıl köle ve hakir yaşamaktansa bir gün özgür yaşamayı yeğlerim” diyen Babek, Kafkaslarda nasıl ki insanlık için Hürremi hareketini inşa ettiyse bugün onların mirasına en iyi şekilde ve daha da geliştirerek sahip çıkanın Apocular olduğunu belirterek, PKK’nin evrensel bir hareket olduğunu ve tüm dünya halkları için mücadele verdiğini söyledi. Azad, bütün dünya gençlerini ezilen halklar için mücadele eden PKK saflarına çağırdı.

‘AZERBAYCAN HALKLARI ARASINDA ZERDÜŞTİ KÜLTÜRÜNÜN İZLERİ CANLIDIR’

Azerbaycan’da çarpıtılmış bir namus anlayışı üzerine kurulu bir kültürün hakim olduğunu vurgulayan gerilla Azad Mirkan, zenginden alıp fakire verme kültürünün bir zamanlar çok yaygın olduğunu, bunun da Stalin’in polissiz mahallelerde denetim sağlamak amaçlı oluşturduğu bir kültür olduğunu hatırlattı. Günümüzde ise bu anlayışın tamamıyla değiştiğini belirten Azad Mirkan, “Eskisi gibi topluma hizmet etmeyen bir kültüre dönüştü. Azerbaycan halkları Zerdüşti inanç geleneğinden geliyorlar. Newroz ile birlikte ibadet yerleri olan ateşgâhları ziyaret ediyorlar. Zaten yer yer bu inançlara dair kavramlar halk arasında kullanılıyor. Devletin aşıladığı ise bu inanç değerlerini unutturma üzerinedir” şeklinde konuştu.

AZERBAYCAN DEVLET SİSTEMİ DE AKP’NİNKİ GİBİ FARKLILIKLARA TÜRKÇÜLÜĞÜ DAYATIYOR

Azerbaycan’da birden fazla halk ve inanç topluluğunun var olduğuna dikkat çeken gerilla Azad Mirkan, konuşmasında bugünkü Türkiye ve Azerbaycan hükümetlerinin benzer noktalarına vurgu yaptı: “Gagavuz, Çerkez, Avar, Azeri, Taliş, Lezgi, Türkmen, Kürt ve Yahudiler gibi farklı topluluklar bulunmaktadır. Yahudiler Hitler faşizmi döneminde göç edip Gubalin tarafına yerleşmişler. Bunlara dağ Yahudileri deniliyordu. Kürtler de Laçin bölgesine yerleşmişlerdi. Burası da Ermenistan tarafından işgal edildi. Buradaki Kürtler de Azerilerle birlikte gelip Bakü’ye yerleştiler. Yani çok renkli bir toplumdur. Devlet bu farklılıklara Türkçülüğü dayatıyor. Bu şekilde farklılıkları eritmeye çalışıyor. Mesela ben bazen Azerbaycan’daki Kürt arkadaşlarla tartıştığım zaman rahatlıkla Azeri Kürdüyüz diye biliyorlardı. Bu da asimilasyonun boyutlarını gözler önüne seriyor. Mesela okuduğum sınıfta yarıdan fazlası Taliş halkından olmalarına rağmen biz Türküz diyorlardı. Bu durum bende çelişki yaratıyordu. Devlet bu politikalarla toplum üzerinde hâkimiyet kuruyordu. Yani AKP hükümetinin, Türkiye’deki halklar üzerinde uyguladığı politikalarla aynıydı.”

‘AZERBAYCAN’DA SOL HAREKET YOK DENECEK KADAR AZDIR’

Soveyetlerin dağılmasıyla birlikte (1991) Azerbaycan da Sovyetlerden ayrılır. Gerilla Azad Mirkan, 1990’lardan itibaren Azerbaycan’da var olmaya çalışan sosyalist gençliğe dair kısa bir bilgilendirme yaptı: “1990’da Sovyet tankları Bakü’ye girince halk buna karşı ayaklandı. Ve 1991 yılında Sovyetlerden tamamıyla koptu. Sovyetler döneminde Rus merkeziyetçi sosyalist bir devlet oluşmuştu. Bu da sosyalizme ters bir durumdur. Sovyetler döneminde de Azerbaycan halkı bu sosyalizmi sahiplenmiyordu. Rus merkeziyetçi olduğu için yabancı bir iktidar olarak görüyorlardı. Sovyetlerin çöküşündeki bir sebep de buydu. Bu yüzden sahiplenmek gibi bir girişimleri yoktu. Sovyetlerden kalma bir sosyalist gençlik yok denecek kadar azdı. Sadece o geleneği devam ettirmek için bir grup arkadaş tarafından oluşturulmuş bir parti vardı. Beş yıl önce sosyalizmle tanıştıktan sonra ben de bir arayış içerisine girdim. Sosyalizmi benimseyen gençliği arama arayışı içerisine girdim. Arayışlar sonucunda bir grup oluşturduk. Sayımız 15- 20 kişiydi. Zamanla bir örgütlülük oluştu. Şu an sayı binleri buluyor.”

‘PKK HAREKETİNİ ANKARA’DA İLK GİTTİĞİM EVDE TANIDIM’

Gençliğin daha çok çarpık bir özgürlük anlayışı sunan, liberalizme yöneldiğini belirten gerilla Mirkan, Ankara’da bir üniversiteye ve oradan örgütlü yaşama kapı aralayan hikayesini şöyle anlattı: “Gençlerle oturup sohbet ettiğimizde sosyalizmin gerçekliğini kavradıklarında benimsiyorlardı. Fakat bu çabalar yeterli değildi. Devletin de istediği buydu. Beni doyurmayan bir ortam olduğu için arayışlarımı daha çok artırdım. İnternette Türkiye ve Yunanistan’da solun daha aktif olduğunu öğrendim. Ve bunun üzerine Türkiye’ye geçme kararı aldım. Bundan dolayı üniversite sınavlarına girdim. Ankara’da bir üniversite kazandım ve böylece Ankara’ya geçtim. Burada daha önce Azerbaycan solundan tanıdığım iki arkadaş Paramaz ve Babek’in evlerinde kaldım. Evde yanlarında Kürt iki arkadaş daha vardı. PKK sempatizanlarıydı, ben daha sonra öğrendim. Bu arkadaşların yaşam tarzları ve durmadan sosyalizm ve insanlık üzerine tartışmaları beni çok etkiliyordu. Ve bununla birlikte ben de bu arkadaşlarla örgütleme çalışmalarına başladım. PKK hareketini ilk böyle tanıdım. Çalışmalardayken bazen Türkiye’deki oturum izinleri için Azerbaycan’a gidip gelmelerim oldu. Vize sınavlarına giremediğimiz için Azerbaycan’a geri dönmek zorunda kaldık.”

‘KÜRDİSTAN GERÇEKLİĞİ, PKK’YE KATILIMIM DA ETKİLİ OLDU’

Azerbaycan’a gittiği dönemde Kobanê direnişinin başladığını söyleyen gerilla Azad Mirkan, katılımını şu cümlelerle dile getirdi: “Kobanê’de yaşanan DAİŞ saldırıları üzerine Babek ve Paramaz arkadaşlarla tartışmalarımız oluyordu. Bir seferinde Babek arkadaş, ‘gidelim mi’ diye sordu ben de gidelim dedim. Zaten Newroz yaklaşıyordu. Biz de Ankara’daki arkadaşlarla Amed Newroz’una gitme planlamasına katıldık. Newroz’dan sonra çıkış yapacaktık. Amed’e geçtik. Burada gençlikten arkadaşlarla tartışmalarımız oldu. Bu süre zarfında Suat Gökalp arkadaşın ‘Demokratik Komünalizm’ kitabını okuyunca, buradaki sağ liberalizm üzerindeki tespitlerini kendi üzerimizde gördük. Bunun üzerine özeleştirimizi vererek katılım kararı verdik. 7 arkadaşla birlikte özgür alanlara doğru yola çıktık.”

Türkiye’ye gitmeden önce DHKP-C ve MLKP gibi örgütleri tanıdığını aktaran Azad Mirkan, “PKK’yi ilk Ankara’ya geldiğim dönemde ilk kaldığım evdeki Kürt arkadaşlardan tanıdım. Bana diğerlerine göre daha farklı geliyorlardı” dedi. Azad Mirkan, PKK’yi seçmesindeki sebeplerin başında Kürdistan gerçekliğinin geldiğini aktardı: “Çünkü düşman Kürt halkına faşist bir şekilde saldırıyor. Ve bu saldırıların daha aktif olması ve yaşanılan katliam ve faili meçhul cinayetlerin yaşanması ve yine Kobanê’deki DAİŞ çetelerinin saldırıları karşısında bir mücadele verilmesi gerekiyordu. Bunun yolu da Apocu harekete katılmaktı. Aslında Önder Apo’nun kapitalist moderniteye alternatif olarak ortaya koyduğu demokratik modernite felsefesi beni derinden etkilemişti. Çünkü bu sistem tüm halkların bir arada yaşamalarının fırsatını sunuyor. Önder Apo’nun paradigmasında halkların kurtuluşunu gördüm ve bu yüzden PKK’ye katıldım.”

‘KÜRDİSTAN DAĞLARININ MANEVİYATI BENİ ETKİLEDİ’

Azad Mirkan dağ yaşamına dair yaşadığı duygularını ise şu sözlerle ifade etti: “Katıldıktan sonra dağda arkadaşların yaşam tarzları, duruşları ve yoldaşlık ilişkileri beni çok etkiledi. Çünkü daha önce böyle sıcak bir yaklaşımı hiçbir yerde görmedim. İlk başta zorlukları olsa da dağ yaşamı beni mest etti. Kürdistan dağlarının güzelliği, maneviyatı ve zenginliği beni derinden etkiledi. Yine yeni savaşçılardaki yönetimimizin duruşları, paylaşımları, yaptıkları esprilerdeki düzey yeni olmama rağmen beni çekiyordu.”

‘MÜCADELENİN EN ANLAMLI YERİ ÖZGÜR KÜRDİSTAN DAĞLARIDIR’

Son olarak gerilla Azad Mirkan Azerbaycan, Kürdistan ve tüm dünya gençlerine şu çağrıyı yaptı: “Kürdistan ve tüm ezilen dünya halkları yoğun saldırı altındadır. Bu saldırıların önü ancak mücadele ederek alınabilir. ‘Kırk yıl köle ve hakir yaşamaktansa bir gün özgür yaşamayı yeğlerim’ diyen Babek, Kafkaslarda nasıl ki insanlık için Hürremi hareketini inşa ettiyse, bugün onların mirasına en iyi şekilde ve daha da geliştirerek sahip çıkan Apocu harekettir. Bu yüzden Azerbaycan ve bütün dünya gençliğini Babeklerin mirasına sahip çıkan ve tüm insanlık için mücadele eden PKK saflarına katılmaya davet ediyorum. Mücadelemizi yükselterek bu faşizmi durdurabiliriz. Bunun en doğru ve anlamlı yeri özgür Kürdistan dağlarıdır.”