'Kobanê direnişinde Kuzey Kürdistan halkının büyük emeği oldu'

Dünya halklarının ilgi ve kaygıyla izlediği, DAİŞ çetelerinin tüm ağır silahlarına rağmen sadece kalaşnikof ve el bombalarıyla verilen Kobanê direnişi ve zafer günü 26 Ocak'ın ikinci yılına yaklaşılıyor.

YPG ve YPJ savaşçılarının kahramanlıklarıyla zafer elde edildi. Bu direnişe şahit olanlar ve içinde yer alanlar da vardı. Bunlardan birisi de Kemal Kure Mahmude Şabe. 

Kobanê'nin yaklaşık 35 kilometre batısındaki Fırat Suyu yakınlarında bulunan Elacax köyünden. Fırat Suyu bu alana hayat ve zenginlik bahşediyor. Hemen bitişiğinde Şexler denen belde bulunuyor. Alan bu isimle anılıyor. Çevre köyler de. Alan temelde Kürdistan toprağı olmasına rağmen Arap Kemeri denen politikayla birlikte Kürtsüzleştirilmiş ya da kalan Kürtler Arap hakimiyetini kabul etmek zorunda bırakılmış. Şabe Ailesi de yoğun Arap nufusu arasında kendisine bir yaşam kurmuş az sayıdaki Kürt ailelerinden...

Şabe Ailesi, Özgür Suriye Ordusu bu alana hakimken topraklarından ayrılmamışlar. ÖSO döneminde de çok horlanmış, zorlanmış ve hatta tutuklanmışlar ama topraklarını, evlerini bırakmamışlar. Ta ki DAİŞ Şexler alanına doğru harekete geçene kadar. DAİŞ'in gelişini duydukları andan itibaren Kobanê merkeze göç ediyorlar. Bu göçün sebebi, DAİŞ vahşetinin duyulmuş olması. DAİŞ çetelerinin Şengal'de yaptığı katliam ve kadınları esir pazarlarında köle olarak satması. Bu nedenlerden dolayı tereddüt etmeden Kobanê merkeze sığınıyorlar. Şabe, daha önceden de yoğun ilişkileri olduğunu, burada devrim sonrasında çalışmalarda bulunduğunu belirtiyor.
Kemal 37 yaşında. Beş erkek, yedi kız kardeşler. Ailenin maddi durumundan dolayı okumamış. Hayatının büyük bir kısmı briket yapımında geçmiş. Evli , dört erkek ve bir kız çocuğu var. hayatının geçmişi bundan ibaret. 

'SINIRDA PERİŞAN DURUMDAYDIK; BİRBİRİMİZE DESTEK OLUYORDUK'

Köyü bırakıp Kobanê'ye sığınmaları ailede bir rahatlamayı getirmiş. Yerlerini yurtlarını, anılarını bıraktıkları köylerinden ayrılmak zor gelmiş ama Kobanê'de yaşadıkları kısa süre içerisinde de çok zorlanma yaşamamışlar. Şabe, şöyle diyor:

"Çünkü Kobanê Kürtlerin olduğu bir şehirdi. Ama en önemlisi de burada bir devrim yaşanmıştı. Devrim insanları kaynaştırıyordu. Yabancılık, gariplik hissi yaşatmıyordu.

DAİŞ'in Kobanê'ye saldırabileceğini düşünüyor ama Kobanê'ye işgale yöneleceğine inanmıyorduk. Havan, tank, füzeleriyle üç yönden vurmaya başladı. DAİŞ'in şehre yakınlaşmasıyla birlikte Kuzey Kürdistan Suruç sınırına doğru harekete geçtik. Kobanê ve köylerden insanlar temel ihtiyaç malzemeleri adına ne varsa kimleri sırtlamış, kimileri otomobillerine, kimileri de traktörlerine yüklemişti. Sınırda beklemek şimdilik en güvenilir yapılacak şeydi ama hem mevsimden hem savaşın uzamasından dolayı sınırda yaşayan insanların durumu gittikçe kötüleşiyordu. Zaten bir süre sonra DAİŞ çeteleri sınır üzerindeki halkın üzerine de top gülleleri atmaya başladılar. Bundan sonra sınırda beklemekte olan halkın büyük bir kısmı Kuzey Kürdistan'a geçmeye başladı. Sınırda durumumuz perişandı. Yanımızda tedbir olarak götürdüğümüz yiyeceğimiz bitmişti. Kucakta olan bir oğlan çocuğumuz vardı, evdeyken yoğurtla besliyorduk, sınırdayken yoğurt da kalmamıştı. Genel geniş aile olarak yaklaşık otuz kişi sınırda bekliyorduk. Bizimle beraber zaten başka Kobanêliler de vardı. Annemde kalp hastalığı vardı, durumu kötüydü. Onu Suruç tarafına gönderdik. Bir süre sonra babam sınırı geçip gitti. Koyun sürüsü vardı, onları geçirerek satmaya götürdü. Erzağımız, unumuz bitti. Yanlarında fazla unu olan aileler bize un verdiler. Biz de tarlaların ortasında bulduğumuz ot parçalarıyla ekmek yaptık. Sınırda yığılan halkın genel yaklaşımı sınırda beklemekti. Ama DAİŞ sınıra da havan, top, mermi atıyordu. Bir havan geldi, bizden yaklaşık yüz metre uzaklıkta bulunun dayımın ailesinin bulunduğu grubun ortasına düştü, 25 yaşında bir genç hayatını kaybetti. Üç de yaralı oldu. Arkasından birkaç top daha yakınımıza düşmeye başladı.'' 

'KUZEY HALKI BİZİ HİÇ YALNIZ BIRAKMADI'

"Sınırda bunlar yaşanırken asıl olay şehrin içinde yaşanıyordu" diyor" Şabe ve şöyle devam ediyor:

"Biz sınırdayken şehirde savaş tüm yoğunluğuyla vardı. Hem gözle görüyor hem de bizi bilgilendiren, yanımıza gelen arkadaşlar sayesinde neler olup bittiğini öğreniyorduk. Yaklaşık 45 gün sınırda kaldıktan sonra tüm aileyi de alarak şehre döndük. Boş bir eve yerleştik. Sınırı geçip Suruç'a gitmedik. Aileyi yerleştirdikten sonra ailenin erkekleri olarak savaşa katkı sunmak istiyoruz diye harekete geçtik. Özgürlük savaşçılarının hakim olduğu alanlarda, sokaklarda ve mevzilerde gece nöbetleri tutmaya başladık. Şehirde savaş yaşanırken savaşın arka cephesinde de cepheyi destekleyen çalışmalar vardı. Hem cephedeki savaşçıların hem de Kobanê'de ve sınırda kalan halkın ekmek ve yemek ihtiyacı için örgütlenmeler vardı. Sac üzerinde ekmek yapmaya başladık. Yaklaşık bir ay bu çalışmada kaldım. Daha sonra Şehit Aileleri Kurumu'nda çalışmaya başladım. Şehitlerin cenazelerini gömmek için altyapı çalışmaları yapıyorduk. Tüm bunların yanında Kuzey Kürdistan'dan erzak yardımı da gelmeye başlamıştı. Kuzey halkı bizi hiç yalnız bırakmadı. Daha savaşın başından itibaren Kobanê sınırı boyunca canlı kalkan oldu. Canlarını verdiler. Onların bu fedakarlığı Kobanê zaferine ulaşmada büyük manevi katkı sundu. Maddi yardımlarını hiç kesmediler. Onların sayesinde hem Kuzey Kürdistan'a geçen halk bir savrulmayı yaşamadı hem de sınırda kalan halk telef olmadı. Kamyon kamyon erzak gönderiyorlardı. Biz de bu kamyonların boşaltılması işinde çalışıyorduk.'' 

"Kobanê'nin özgür olamayacağı düşüncesi içimde vardı" diye konuşmasını sürdüren Şabe, "Çeteler tüm güçleriyle saldırıyorlardı; hem sayıları çoktu hem de silahları çok üstündü. Çetelerden temizlenmesini gördüğümde gözlerime inanamadım.  tekrar evlerimizde olacağımız duygusu anlatılmaz. Daha sonra Kobanê'yi özgürleştiren savaşçılar durmadan köy alanlarına hamleler yapmaya devam ettiler. Böylece DAİŞ çeteleri ve vahşeti bu kahramanlık sayesinde Kobanê'den uzaklaştırıldı."

ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR

Kobanê savaşı sırasında gelip özgürlük güçlerine elinden geldiğince yardım etmeye çalışan Şabe, savaş içerisinde başladığı çalışmayı sürdürmeye devam ediyor. Cephede bulunan savaşçıların ihtiyaçlarını karşılamak için kurulan lojistik kurumunda çalışmasına devam ediyor.