GÖRÜNTÜLÜ

Mihemed: İmralı uygulamalarına kimse sessiz kalmamalı

15 Şubat Uluslararası Komployu kınayan Güney Kürdistanlı gazeteci-yazar Şivan Mihemed, “Vicdan sahibi hiç kimse İmralı uygulamalarına sessiz kalmamalı” dedi.

Komplonun başlangıcından bugüne PKK’nin daha da güçlenerek büyük kazanımlar elde ettiğine dikkat çeken Mihemed, ulusal kongre ile tüm Kürt kazanımlarının garantiye alınacağını söyledi.

Mihemed, İmralı tecrit koşullarına tepki göstererek, “Bu komployu tartışmasız olarak kınamak gerekir. Her insanın temel haklarını özgürce yaşaması gerekir. Bu zindanda da olsa, böyledir. Uluslararası kanunlar var, ona göre olmak durumundadır. Bu açıdan Sayın Öcalan’a bugün uygulananlar kesinlikle kabul edilebilir şeyler değildir” diye konuştu.

‘VİCDAN SAHİBİ HİÇKİMSE İMRALI KOŞULLARINA SESSİZ KALAMAZ’

Uluslararası komplonun yıl dönümü vesilesiyle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı tecrit koşullarına dikkat çeken Şivan Mihemed, uygulamaların temel insan haklarına dahi aykırı olduğunu belirtti.

“Kürdistan’da birazcık vicdan sahibi olanlar Öcalan’a dönük uygulamalara, hatta diğer tüm tutuklulara yönelik uygulamalara sessiz kalmamalıdır. 8 bin HDP’li, PKK’li oldukları gerekçesiyle tutuklanıp zindana atılıyorlar. Bu kabul görür bir durum değildir. Türkiye’yi bu şekilde büyük zindana çevirmiş durumdalar” diyen Mihemed, bunun demokrasiyle, insan haklarıyla uzaktan, yakından bir ilişkisi olmadığını dile getirdi.

Türk devletinin Kürt siyasetinin en başta da kendilerine kaybettirdiğini ifade eden Mihemed, Türk devletinin Kuzey Kürdistanlı Kürtleri doğru ve demokratik ilişki kurması durumunda bölgenin süper gücü durumuna geleceğini, aksi durumda ise, Kürt halkına, önderine, hareketine düşmanlık yaptığı sürece sorunlarının giderek derinleşeceğini söyledi.

‘PKK DAHA DA BÜYÜDÜ’

“Sayın Öcalan’ın tutuklanmasından sonra PKK küçülmek, bitmek bir yana giderek daha da büyüdü. Kürtlerin Kuzey Kürdistan’daki mücadelesi daha da büyüdü. HPD seçimlerde 80 sandalye kazandı. Aynı şekilde Rojava gerçeği gözler önündedir. O açıdan sorunları şiddet yoluyla çözmeye çalışan tüm siyasi güçler kırılacak ve tasfiye olacaklardır. Bu baskılar, şiddet Sayın Öcalan’ı zindana düşmeden önceki durumundan daha da büyütmüştür. Bugün dünyada daha fazla tanınmış durumda. Kürt hareketi her yerde daha da büyüdü, güçlendi” diyen gazeteci yazar Şıvan Mihemed, bundan sonra Kürtler açısından zorunlu olanın ise Kürt ulusal kongresi temelinde ulusal birlik olduğunu belirtti.

Mihemed kongrenin Kürtler açısından önemi ve şimdiye kadar neden gerçekleştirilmediği biçimindeki sorumuza ise şu cevabı verdi: “Kürt ulusal kongresi Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması kadar tüm sorunların çözümünde ön açıcı olacak bir durumdur. Çünkü hem Kürtler hem de bölge büyük bir değişim sürecinden geçiyor. Bu değişim süreci Kürtlere büyük imkanlar yarattığı gibi, büyük tehlikelerde barındırıyor. Eğer Kürtler birliklerini sağlarsa bu imkanlardan faydalanacaktır. O açıdan ulusal kongrenin gerçekleşmesi, ortak ilkelerde bir araya geliş dört parçanın değerlerinin savunulması temelinde birlik tüm siyasi güçlerin birincil sorumluluğudur.

Şimdi Kürtler kongreyi yapamıyorlar. Çünkü hem dışardan Türk ve İran devletlerinin bu yönlü engelleri var. Daha önce yapılan kongre hazırlık çalışmalarını da KDP yine KDP ve YNK Güney Kürdistan’daki iktidarlarını kaybetme korkusundan dolayı böyle bir kongreye gelmiyorlar. Eğer kongre yapılacaksa bu partiler tutumlarını açıkça ortaya koymalılar. Özellikle KDP’nin AKP ile ilişkileri engelleyicidir. AKP Kürt ulusal birliği ve kongresi önünde en büyük engel konumundadır. Kongreyi engelleyen KDP-AKP ilişkileri sadece siyasi değildir, güvenlik, ekonomik ilişkilerdir de. Aslında ikisinin kaderi birbirine bağlanmış durumdadır.”

‘KONFERANSLARLA KONGREYE GİDİŞ YÖNTEMİ OLMALI’

Ulusal kongreye gidiş yönteminin ise alan alan yapılacak konferanslar yoluyla gerçekleşebileceğini belirtti.

KNK’nin bu konuda öncülük rolünü oynayabileceğine işaret eden Mihemed, şöyle konuştu: “O açıdan dört parça Kürdistan’daki tüm güçler bu durumun aşılması ve ulusal kongrenin toplanması için daha fazla çaba içinde olmalıdırlar. Ulusal kongrede parçaların özgünlükleri gözetilir ama temel ilkelerde Kürt halkının birliği ve çıkarları esas alınmalı. Mevcut durumda herkes Kürt halkı için mücadele ettiğini söylüyor. Ancak bir bakıyorsunuz birbirlerine engel durumuna gelmişler.

Bence bu konuda özellikle öncülük yapmaya çalışan KNK gazeteciler, aydınların gençlerin ve daha değişik düzeylerde ulusal konferansları yaptırarak ulusal kongreyi gerçekleştirmeye öncülük edebilir. Bu yöntemin daha iyi olacağı kanısındayım. Toplumun siyaset üzerinde baskı kurmasını sağlamalıyız.”