GÖRÜNTÜLÜ

‘Mezarlarımızı yıkan bu ​vahşeti yeneceğiz’

Türk Devlet güçlerinin Nusaybin’de mezarları yıkmasına tepki gösteren aileler: Bu hangi dinde, inançta var, bize söylesinler. Bu zulüm, bu vahşetin bir benzer yok...

Türk devleti Nusaybin’de yürüttüğü saldırılar kapsamında kenti yakıp yıkarken, kentte bulunan mezarlıkları talan etti. Nusaybin’de PKK şehitleri ve sivillerin bulunduğu mezarlıkları yıkan devlet güçleri, hac görevini yerine getiren dindar insanların mezarlarının yoğunlukta olduğu ve halk arasında “Haccac mezarlığı” olarak bilinen mezarlığı da yıktı. Devlet güçlerinin vahşetine tanıklık eden Nusaybin’liler, devletin mezarları vurmasına büyük öfke duyuyor. Yıkılan mezarlıklarda çocukları bulunan Latife Akyüz, Şükriye Çetin ve Nure Tarlak, bu zulme bir tarif bulamadıklarını ve devletin bu vahşetine sessiz kalmayacaklarını söyledi. 

‘İKİ ELİMİZ BU VAHŞETİ YAPANLARIN YAKASINDA OLACAK’

Latife Akyüz: 

Benim oğlum Haccac mezarlığında yatıyor. Oğlum Kazım Akyüz, (Botan) 1990 yılında PKK gerillası iken şehit düştü. Oğlumun mezarını yıkmışlar.  Şimdi ben bu vahşilere sesleniyorum; hangi dinde, hangi mezhepte mezar yıkmak var? Mezar yıkmanın hiçbir dinde, inançta yeri yoktur. Kabul etmeyeceğiz, kimse de kabul etmemelidir.  Din savaşlarında bile ölene saygı vardı, düşman askerlerinin gömülmesine izin verilir, mezarlarına saygı duyulurdu. Bunların ölülerimize bile tahammülü yoktur.  Taziyelerimize tahammülü yok bunların. Nerdeyse ölülerimizi mezarlardan çıkarıp saldıracaklar, yeniden öldürecekler.  Bu günah değil midir? Bu Kur-an ile konuşan adam bize söylesin, hangi inançta bu vardır? Bunu tabiki kabul etmeyeceğiz ve elimiz bunları yapanların yakasında olacak.’’ 

‘MEZARLARIMIZI AYRIM YAPMADAN YIKTILAR’

Şükriye Çetin:

‘’Kızım Adile Çetin, 90’lı yıllarda PKK saflarında şehit düştü. Kızımın mezarının yıkıldığını rüyamda gördüm, sonra mezarlığa gittiğimde yıkıldığını gördüm. Kızımın mezarını yıkmışlardı. Doğumdan sonra yaşamını yitiren eltimin mezarını da yıkmışlardı. PKK’li, sivil ayrımı yapmadan herkesin mezarlarını yıktılar. 

Ne mezar taşı bıraktılar ne duvar bıraktılar, her şeyi yıktılar. Bunların içinde Allah korkusu yok mu? Bir halkın mezarlarını bombalarla yakıp yıkmak nasıl bir insanlıktır? Şehitlerimizin, hacılarımızın mezarlarını yerle bir ettiler. Biz aynı vahşeti kimseye yapamayız.’’

‘BUNUN HESABINI VERECEKLER’

Nurê Tarlak: 

O mezarlarda yatan herkes bizim çocuklarımız. O mezarlıklarda şehitlerimiz, hacılarımız, çocuklarımız, eşlerimiz var. Kimseyi ayırmadan mezarları yıkmışlar. Mezarlarımızı yıkmak için Kürt olmamız yetiyor! Kenti yakıp yıktınız, mezarlardan ne istediniz? Onlar ölmüş, toprak olmuş, ölüler vurulur mu, mezarlar vurulur mu? Bizim ölülerimize ve mezarlarımıza yapılanlar hiçbir devirde, hiç kimse tarafından yapılmamıştır. Benim eşim Hasan Tarlak’ın mezarı orada. Mezarlarımız yıktılar, yetmedi ziyaret etmemize de izin verilmedi. Bizi mezarlıktan kovdular.  Gençlerimizi, çocuklarımızı katlediyorlar. Evlerimizi mezarlarımızı yıkıyorlar. Buna artık dur diyeceğiz, izin vermeyeceğiz. Bu vahşete sessiz kalmayacağız, bu yaptıklarının hesabını verecekler, mezarlarımızı yıkan bu vahşeti yeneceğiz.’’